BİR AY

127 13 4
                                    

Omzuma düşmüş olan kafamı yavaşça kaldırdım.Gözlerimi açmam ile kırpıştırmam bir oldu.En son olanlar aklıma gelince,yüzümü buruşturdum.Bulunduğum yer,kitaplarda ki ya da filmlerdeki gibi bodrum katı, dağ evi falan değildi.

Otopark gibi bir yerdeydim.Sandalyeye bağlanmış bir vaziyette oturuyordum.Karşımda ki sandalyeden başka hiçbir şey yoktu.Boğazımı temizyeleyip yutkundum.Kaskatı kesilmiş olan bedenimi silkelemeye çalıştıktan sonra soğuktan titremeye başladım.

"Hey!"

Hiçbir cevap gelmemesinin ardından sinir ile nefesimi dışarıya üfledim.Soğuk içime işlemişti.Bacaklarımı yere vurmaya başladım.Amacım hem ses çıkartmak hemde hareket edip ısınmaktı.Zor hareket ederken kaçmayı düşünen zihnim bile imkansızlığın farkındaydı.Kimin,beni neden kaçırdığını düşünmeye başladığımda soğuğunda etkisi ile dahada gerildim.

"Kaçırdın madem,ne diye burada unutursun."

Kendi kendime söylenmeme karşılık karşıdan gülerek bana gelen şahısa baktım.Gördüğüm ile kısa bir şok yaşadım.Blue Night'ta önümü kesen serseri gülerek bana yaklaşıyordu.

"Halbuki,evden gizlice çıkmış bir ergene benziyordun."

"Öyleyim zaten,ailem evde olmadığımı öğrenince kıyameti koparır."

Söylediğime karşılık karşlarını kaldırıp kafasını salladı.

"Eğer yaşıyor olsalardı."

Birkaç saniyeyi,söylediğini sindirebilmek için harcadım.Sakince yutkunup gülümsemeye çalıştım.

"Babam beni bulduğunda,yüzündeki ifadeyi zevkle izleyeceğim."

Başını yere eğip kendi kendine mırıldandı.Hiçbir şey duyamadığımdan sinirle dudağımı dişledim.

"Neden kaçırdın beni?"

Cevap vermesini beklemem bir dakika kadar sürdü.Yüzüme bakıp bir şeyler düşünüyordu.Daha fazla dayanamayıp bir şeyleri toplama çabasıyla konuşmaya başladım.

"Bak orada söylediklerimin hepsi yalandı.Sinirimden saçmalamıştım.Bırak gideyim."

Kafasını sağa sola sallayarak bana doğru yaklaştı.Eğilip gözlerimin içine derin derin baktı.

"Sen yılların biriktirdiği kinsin kızım.Yıllar bile bu kini taşıyamazken sen nasıl Akay Dinçer'in nefretini taşıyacaksın bakalım."

*********

Soğuk,bedenimi esiri altına almış,hissetmeme izin vermiyordu.Akan burnumu çekip sıcak nefesimi ağzımdan dışarı üfledim.Arabaya bindiğimizden beridir ikimizde konuşmuyorduk.Son söylediğinden sonra ne desem cevap vermemişti.

"Adın ne?"

Dikiz aynasına yansıyan gözleri,gözlerime değdiğinde umursamazca cevap verdi.

"Ozan."

"Akay kim?"

Hafif bir gülümseme eşliğinde kafasını salladı.Biraz bekledikten sonra cevap vermek için dudaklarını yaladı.

"Tanışacaksın birazdan."

Sakin tavrım ile rahat görünsemde içten içe gayet telaşlıydım.Kimsenin kaçırıldığımdan haberi olmayışı olayı gittikçe korkunç bir hale sürüklüyordu.

Kiminle,neden tanışacağımı bilmeden gerginlikle düşünüyordum.En azından adının Ozan olduğunu öğrendiğim çocuk korkunç birine benzemiyordu.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin