KARAKOL

108 7 3
                                    


Soğuk,temiz havayı solumak için cafenin teras bölümünde oturmuştum.Yolda teyzemle konuşmuş her zaman ki gibi bir ton öğüt dinlemiştim.Sanki İstanbul'da yaşayan ben değilmişim gibi İstanbul'un tehlike barındırdığını anlatmıştı.Soğumuş çayıma bir göz atıp içeri geçmek için ayakladım.

İçerideki masalardan birini seçecekken Ali'nin bu tarafa geldiğini gördüm.Gülümseyip elimi salladım.Görünce bana doğru gelmeye başladı.Oturmak için çektiğim sandalyeye oturup onunda oturmasını bekledim.

''Hoşgeldin.''Kafası ile selam verip sandalyeye oda kuruldu.

''Nasılsın?''Çevreye bakındıktan sonra en sonunda gözleri beni buldu.

''İyiyim,sen?''

''O kadar yoğunluğa rağmen iyiyim.''

Gülümsedim.Ali'nin tepkisi sadece kafasını hafifçe sallamak oldu.Üstünde o gün giydiği yağmurluk vardı.Yüzünün beyazlığına karşılık saçları simsiyahtı.Bu yaşta dinç durması gereken bedeni gayet bitkin duruyordu.

''İyi inceledin.''Kaşlarımı çatıp kafamı salladım.

''Hayır,sadece o gün tam olarak görememiştim.''

Saçmalamıştım.Söylediğim cümleye karşılık kaşlarını çatıp kafasını salladı.

''Sen şu iş konusunda ciddi misin?''Kafamı kendimden emin tavrım ile salladım.

''Evet.''

''Bak,oyun oynamıyoruz burada.Eğer ki cidden yanına işe gireceks...''

''Sana iş teklifi ettim zaten ,sende çoktan kabul ettin.Yani geçtik bunları Aliciğim.''Gözlerini kısıp yüzümü inceledi.

''Peki işim ne olacak ? ''Dudaklarımı ıslatma hissine karşılık verip derin bir nefes aldım.

''Ailemin vefatı ile sorumluluklarımın doğduğunu söylemiştim.Babamdan bana kalan mekanlar var.Onlar ile uğraşırken sende bana yardım edeceksin.''

Dikkatle yüzüne bakıyordum.Kaşlarını çatmış benim gibi oda dikkatle yüzümü inceliyordu.

''Mekanlar derken? ''Nefesimi usulca verdim.

''Dört gece klübü,bir bar ,iki pastane ve bir restaurant.''

Ben saydıkça gözleri kısılıyordu.Gözlerinin tersine ağzı açılıyordu.En sonunda kahkaha atmaya başladı.Ciddi olduğumu gördüğünde gülümsemesi soldu.

''Dalga geçmiyorsun.''

Tereddütle söylediği bu cümle omuz silkmeme sebep olmuştu.Dudaklarını ıslatıp masaya iyice yaslandı.

''Bak,benim durumu az çok anlamışsındır,fakirim tekiyim ben.Sokaklarda büyüdüm.Yaşayacağım hayat bok çukurundan ibaret.''

Gözlerini gözlerime dikmişti.Rahat tavrım ile onu kızdırıyordum sanırım.

''Yaşayacağın hayatı bilemezsin.Yaşamak istediğin hayat ise hayallerine aittir.''Masaya yaklaşıp doğrudan gözlerine baktım.

''Yaşamak istediğin hayat bu değil...''Gözlerinin seğirmesine karşılık hızla boğazını temizledi.

''Kimse sahip olduğum hayatı istemezdi zaten.''

''Kimseyi bilmem ama seni biliyorum.Yaşaman gereken hayat bu değil...''

Usulca,titrek bir nefes verdi.Kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı.

Az önce kahve çekirdeğini anımsatan gözleri,yaşadığı yıpranmış yılların hüznü ile bakıyordu.Şimdi,o ürkek gözlerde umut kırıntısına rastlamak, yaptığım şeyin doğruluğunu kanıtlıyordu...

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin