Aşağıya indiğimde teyzem mutfaktan elinde kahvelerle geldi.Kahveleri sehpaya bırakıp karşı koltuğa oturdu.Kaşlarını çatıp gözleri ile süzmeye başladı.
''Teyzem o surat ne öyle?Yüzün sütyen askısı gibi gerilmiş.''
Küçük bir tebessümden sonra derin bir nefes alıp yutkundum.Teyzemin mekanlardan haberi olup olmadığını bilmiyordum.Belki oda biliyordu ama ailem gibi oda saklamıştı.Kontrollü davranmaya çalışarak konuştum.
''Teyze,ben mekanların başına geçmek istiyorum.''
''Bende Beyonce'nin kalçalarından istiyorum ama her istediğimiz olmuyor değil mi teyzeciğim?''
Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verip kafamı yere eğdim.Onu kırmak istemiyordum ama kararımı vermiştim.
''Burada kendi evimde kalacağım ve babamında istediği gibi mekanları idare edeceğim.''
Teyzem sinirle yanağını ısırıp kaşlarını çattı.
''Çocuk oyuncağı mı sanıyorsun Dolunay?''
''Daha fazla tartışmak istemiyorum ve rica ediyorum kararlarıma saygı duy.''
Aniden kafasını yerden kaldırıp yüzüme baktı.Gözleri dolmuş dudağı titriyordu.Gözlerini kaçırıp burnunu çektikten sonra devam etti.
''Biliyorum,idare edebilirsin ama korkuyorum.Sen bana ablamın emanetisin.''
Ne yapacağımı şaşırmış bir halde oturduğum yerden kalkıp teyzemin yanına koşup sarıldım.Biraz daha sarılı kaldıktan sonra ellerini çekip burnunu çekti.
''Geç bakayım karşıma.''
Hızlıca kalkıp,az önce oturduğum koltuğa tekrar oturdum.Teyzem otuz üç yaşında,boşanmış,çılgın ruhlu biriydi.Yaz tatillerinin bir kısmını onun yanında geçirirdim. Bu duygusallığı beni şaşırtmıştı.
''Saygı duyuyorum,kendi kararlarını alacak yaştasın ve ben her zaman yanındayım.Biliyorsun,burada olmam bir telefona bakar.''
Bu söyledikleri yüzümce koca bir gülümseme yol açarken bu sefer o yüzünü astı.
'' Teyzem ne o ?Yüzün sütyen askısı gibi gerildi.''
Gözlerini kısıp baktıktan sonra gülümsedi.İçideki tereddütlerin azda olsa azaltmak için elimden geleni yapacaktım.
***********
''Teyze bu son anonstu.''
''Dediklerimi unutma!Ne olursa olsun yanındayım,seni çok seviyorum."
''Bende seni seviyorum.''
Teyzem yanımdan ayrılır ayrılmaz bende çıkışa doğru yürümeye başlamıştım.Sebebi ise dolmaya başlayan gözlerimdi.Arabaya bindiğimde tek düşündüğüm yalnız bir hayata güçlü başladığımdı.Yapmam gerekenleri sıraya koyup ilk sıradakini yapmaya koyulup Evren'i aradım.
"Efendim''
''Nasılsın?''
''İyiyim,sen?''
''İyiyim neredesin?''
''Evdeyim,bir şey mi oldu?''
''Ben seni bir şey olunca arıyorum sanırım.''
''Hayır,sadece sordum.''
''Pekala müsaitsen bize gelir misin?"
"Avukatla konuştun ve benimle görüşmek istiyorsun,tam da dediğim gibi.''
''Evet tam da dediğin gibi evde görüşürüz.Yoldayım,geliyorum.''
''Tamamdır,görüşürüz.''
Kulaklığı çıkartıp en son çalan müziği devam ettirdim.Sia - California Dreamin çalıyordu.Eşliğim halde şarkı ile yolda ilerliyordu.Arabayı park ettikten sonra eve doğru ilerledim.Kapıda bir adet Evren beklemiyordum tabi ki .
Beni görünce sahte geniş bir gülümseme ile başını salladı.
''Bende otuz altı dakika önce geldim.Yani çok olmadı geleli ama bir sonrakine, eve yaklaşmışken araman tercihimdir.''
Mahcup bir şekilde tebbessüm edip anahtarları elimde oynattım.
"Dikkate alırım.''
"Aç mısın?"
''Saat 12.20''
''Üstümü değiştirip geliyorum.''
Evren'in cevabını beklemeden üst kata odama çıktım.Altıma siyah bir tayt,üstüme ise ince, gri renginde bir kazak giydim. Salık olan saçlarımı yandan örerek,aşağıya inmek için hareketlendim.Mutfağa girdiğimde,Evren telefonla konuşuyordu.Ne konuştuğuna kulak asmayıp,buzdolabından kahvaltılıkları çıkardım.Evren,telefon konuşmasını bitirmiş.Buzdolabında bir şeyler arıyordu.
''Acı biber yok mu?''
"Yoktur muhtemelen,neden ki?"
''Bir erkeğin yapabileceği en güzel menemeni yapacağım.Acı biber olsaydı daha güzel olurdu ama olsun.''
''Öyle mi?Pekala,bakalım beğenecek miyim.''
Kendinden emin tavrı ile göz kırptı.Gülümseyip belli bir müddet menemeni nasıl yaptığını izledim.Enfes görünen menemene son kez göz atıp tabakları çıkarmak için hareketlendim.
''Tabağa gerek yok.''
''Nasıl yiyeceğiz?''
Tavayı masaya koyup,gözleri ile tavayı işaret etti.
''Menemen öyle tabağa koyup yenmez,ekmeğe bana bana yiyeceksin."
Sandalyeyi çekip oturduktan sonra ekmeğe uzandı.
''Hadi.''
Bende Evren gibi ekmekten bir parça koparıp menemeni yemeye başladım.Eminim komik görünüyorduk,ama çok lezzetliydi.Ayrıca böyle yemesi daha bir zevkliydi.
''Mekanların başına geçiyorum,teyzem gitti.''
''Biliyorum teyzen aradı."
Verdiği cevaba karşılık ağzımdaki lokmayı çabucak yutup şaşkınlıkla ona baktım.
''Ne dedi?''
"Sence?"
Yavaşça kafamı sallayıp aklımdaki soruyu sormak için yutkundum.
''Evren,sen hangi mekanın başına geçecektin?"
Zevkle yediği menemene hüzünle baktı.
''Zifir Bar'a''
"Peki,babam seni nereden tanıyordu?"
"O akşam size geldiğimizde,ailenle tanışmaya gelmiştim.Babamlar daha önceden tanışıyorlarmış.''
''Ben daha önce aileni görmemiştim.Ayrıca babam seni tanımıyorsa,nasıl mekanın başına geçmene izin verecekti?"
''Dediğim gibi babamlar tanışıyordu.Babamda beni söylemiş,ben zaten dünden razıydım.Mekanı görmeye gittik.Her şey olumlu ilerliyordu,sonraki akşamda babamlar aileleri tanıştırmak istedi.Gerisini biliyorsun zaten.''
Bir süre cevap vermedim.Aklıma gelen soru ile konuşmaya devam ettim.
''Babam mekanların düşmanları olduğunu, bu yüzden de tehlikeli olduğunu yazmıştı.Bu yüzden mekanlardan haberim yoktu.''
Yüzüme bir süre baktıktan sonra kafasını usulca salladı.
''Neden kabul ettiğimi soruyorsun.''
Beklenti ile yüzüne baktım.Küçük bir tebessüm sunduktan sonra bir anda ayaklandı.Çatılan kaşlarıma yandan gülümseyip omuz silkti.
''Akşama saat sekizde hazır ol.O zaman söylerim belki.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionHerşeyini kaybetmiş birisine umuttan bahsedilmez.Yolun sonuna son sürat yol alan biri gelecek kavramını yitirmiş,geçmişi rüzgar eşliğinde savurmuş,tek gereği olan ruhunu teslim etmeye koyulmuştur... İşte ben . İşte ruhumun en de...