Bölüm 9: İtiraf

6.2K 828 167
                                    

2K MUTLULUĞU! Çok teşekkür ederim!

Multimedia Elif.

Keyifli okumalar.

İki haftadır bu odada oturmak her ne kadar sinirlerimi altüst etse de direnmeye devam ediyordum. Halamı kaybedeli bugün tam tamına iki hafta olmuştu ve ben hala alışamamıştım.

Her canım sıkkın olduğunda aradığım, yeri geldiğinde annem yerine koyduğum halamı tam iki hafta önce bu saatlerde kaybetmiştim.

Haberi aldığı an abimin yüzündeki ifadeyi veya hastaneye gittiğimizde doktora 'emin misiniz?' diye sorduğu anki çaresizliği hala benimleydi. Gözlerimi kapattığımda, her nefes aldığımda...

Abim yıllar önce evlenmek üzere olduğu kız arkadaşını kaybetmişti. Onun intihar haberini aldığındaki yüz ifadesi, halamın ölüm haberini aldığı anki yüz ifadesiyle o kadar benzerdi ki...

Gözlerim yeniden dolduğunda sertçe sildim ve başımı ellerimin arasına alıp oturduğum yere iyice sindim. Kafamdan atmaya çalıştığım düşüncelerin hepsi ağır bir kütle oluşturup göğüs kafesime hükmediyordu. Babamla olan konuşmam aklına geldiğinde gözyaşlarım firar etmişti.

Halamın ölümünden bir gün sonra amcam ve annem ile beraber gelmişti. Tabii yanlarında Elif ve Eren'de vardı. Ona halamın çocukları olduğunu ve bu konu hakkında bir şey bilip bilmediğini sorduğumda aynen şöyle cevap vermişti: "Her şeyden haberim var."

"Onları bulup annelerinin öldüğünü söylemeliyiz," demiştim halamı birkaç gün kaybetmiş olmama rağmen, çocuklarını bulabilirim umuduyla.

"Hayır. Bu işe karışma. Benim umurumda değil, sizin de olmasın."

Cevap vermemiştim. Aslında verememiştim. Diyecek tek bir kelime bile kalmamıştı, babamın umursamazca söylediği kelimelerden sonra.

Babam umursamaz ve cani herifin tekiydi.

Halamın odasının, yani günlerdir çıkmadığım, odanın kapısı tıklatıldığında diz çöktüğüm yerden kalkarak yavaş adımlarla kapıya ilerledim. Kapının kilidinden çıkan tok ses odayı doldurduğunda karşımda duran kusursuz yüze odaklandım. Gelen Savaş'tı. Üzgün gözleriyle bana baktığında, aynı bakışlarla ona karşılık verdim. Sessizliği bozan o olmuştu.

"Daha iyi misin?" Başımı onaylarcasına sallayıp burnumu çektim. Bu hareketim onu gülümsetirken kolumdan beni çekerek birkaç adım öne ilerlememi sağladı. "Aşağıda seni merak eden insanlar var. Özellikle de..."deyip birkaç saniye düşündü. "Hah! Elif. Ne zamandır susmuyor. Lütfen onu susturur musun?"

Bunu öyle çaresizce söylemişti ki gülümsemeden edemedim. Haksız değildi, hatta fazlasıyla haklıydı. Elif öyle çok konuşurdu ki, bazen ben bile sıkılırdım.

"Bir duş alıp geleceğim."

"Tamam. Bende sana yemek hazırlatayım."

"Hazırlatma," dedim kaşlarımı hafif çatarak. "Hazırla."

"Aşağıda iki tane kız varken neden ben hazırlıyorum Güneş?"

"Lütfen," dediğimde bir süre ciddi olup olmadığımı sorguladı. Sonunda ciddi olduğumu anladığında bıkkınlıkla iç çekip, başını onaylarcasına salladığında yüzüme geniş bir gülümseme yayıldı.

Kollarımı boynuna doladığımda birkaç saniye sonra karşılık vermişti. Geri çekildiğimde yüzüme bakıp sırıttı.

"Bu ne içindi?"

Kusursuz HatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin