Bölüm 14: Yenilgi

5.4K 639 201
                                        

Bölüm Şarkısı: Halil Sezai - Git

Keyifli okumalar.

Yaz mevsiminde olmamıza rağmen havanın kapalı olması zaten sıkkın olan canımı daha fazla sıkıyor, kasvetli bir havaya bürünmemi sağlıyordu.

Annem mesajıma hala cevap vermemişti, Savaş'ı hala affedememiştim ve kalbim hala kırıktı.

Hayat aynıydı, acılar aynıydı.

Derin bir nefes alıp yataktan kalktığımda, uzun süredir ilgilenmediğim kedim Ruby ayaklarımın dibinde bitmişti. Çoğunlukla abim mamasını veriyordu. Zaten artık kasabaya alıştığı için dışarıda geziniyordu. Hatta yeni birkaç arkadaş bile edinmişti, bu yüzden endişelenmeme gerek yoktu.

Biraz Ruby'yi sevdikten sonra rutin işlerimi hallettim ve alt kata indim. Abim alt katta oturmuş televizyon izliyordu, her zamanki gibi. Geldiğimi fark ettiğinde yüzünde bir gülümseme oluştu ve doğrularak bana yanında yer açtı. Yüz kaslarımı zorlayarak ona küçük bir gülümseme gönderip yanına oturduğumda televizyonun sesini kısıp bana sorarcasına baktı.

"Ne?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Neden öyle bakıyorsun ki?"

"İyisin, değil mi?" dediğinde boğazımdaki yumru kendini belli etmek istercesine belirginleşti.

"İyiyim."

"Güneş seninle bu konuyu konuşmak için bir hafta bekledim ve şimdi tam zamanı," dediğinde bugün ayrılmamızın 1. haftası olduğu gerçeğiyle sarsılmıştım. Her şey en az Savaş'ın olduğu kadar benimde suçumdu. Onu dinlememiştim, ona inanmamıştım. Gözlerindeki o kırgın bakış bile 'suçsuzum' diye bağırsa da, yine bencil davranmış, duygularımla hareket etmiş ve mantığımı devre dışı bırakmıştım. Ben Savaş'ı affederdim ama Savaş beni affeder miydi, bilmiyordum. "Savaş'la konuştum."

Savaş'ın ne dediğini merak etsem de, bir yandan beni üzecek bir şey demiş olma ihtimali canımı yakıyordu. Buna rağmen abime "Ne dedi?" diye sordum. "Ne konuştunuz?"

"O kadın, eski sevgilisiymiş. Üniversiteden beri birliktelermiş fakat sonrasında kız yurt dışına çıkmış ve böylece ayrılmışlar. Yıllardır görüşmüyorlarmış ve kadın geçen hafta onu affedeceğini düşünüp geri gelmiş. Savaş başkasıyla beraber olduğunu söyleyince de..." dedi ve sustu. Gerisini ikimizde biliyorduk zaten.

Gerisi acıydı.

Savaş'a büyük bir haksızlık yapıp kalbini kırmıştım. Neden başta onu dinlemeden esip gürlemiştim ki?

İç sesim, çünkü bencilsin diye bağırdığında gözlerimi yumdum ve ona hak verdim. Cevabından koktuğum soruyu sormamın vakti gelmişti. "Benim hakkımda bir şey dedi mi?"

"İkinizin de biraz zamana ihtiyacı olduğunu söyledi."

Haklıydı. İkimizinde biraz zamana ihtiyacı vardı: Benim artık bencil olmamayı öğrenmem için, Savaşınsa beni affetmesi için.

Dolan gözlerimi saklamak için başımı abimin omzuna bastırdım. Boğuk çıkan sesimle konuşmaya başladığımda abim beni dinliyordu. "Anneme mesaj attım."

"Ne yaptım dedin?" Sesinden şaşırdığı bariz bir şekilde belli oluyordu.

"Anneme mesaj attım, ayrıldığımız gün. Ama cevap vermedi."

"Ciddi misin?" dedi ve elini kaldırıp dizine vurdu. Sinirlenmişti, haklıydı. Yalnızca hayatımda bir defa annemin yanımda olmasını istemiştim. Sadece bir defa saçlarımı okşayıp geçecek demesini, bir kere benimle ağlamasını, bir kere omzunda ağlamayı... Ama olmamıştı, zaten bir daha da olmazdı. "Ne yazmıştın?"

Kusursuz HatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin