Bölüm 20: Ateşkes

4.5K 545 79
                                    

Keyifli okumalar.

Multimedia Savaş ve Güneş.

Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirdikten sonra konuştu: "Bu işte en profesyonel olan Güneş ve benim. Ben olmadan eğlencesi çıkar mıydı?"

Her şey çok hızlı gelişmişti. Ne ara Savaş ayağa kalkıp Oğuz'un yüzüne yumruklarını indirmeye başladı ve ne ara Oğuz bilincini kaybedip bayıldı bilmiyorum. Her şeyi hastanede kavramıştım. Doktorlar Oğuz'u tedavi altına almıştı ve önemli bir şeyi olmadığını söylemişlerdi. Bu içimi rahatlatmalı mıydı?

Hastane polisleri Oğuz'un tedavi edildiği odanın kapısının önünde Savaş'ın ifadesini alırken onların yanına gitmek istedim fakat abim beni durdurmuştu. Bunu neden yaptığını anlamak için yüzüne baktığımda "Koridorun girişine bak," dedi. Gözlerim uzun koridoru takip edip, girişinde takılı kaldığında abimin beni neden durdurduğunu anlamak çok zor olmadı. Oğuz'un annesi, babası ve benim babam, üvey annem bize doğru geliyordu.

Oğuz'un anne ve babasının buraya gelme sebepleri tabii ki oğulları hastanede yattığı içindi fakat bizimkilerin amacını biliyordum: Huzursuzluk çıkarmak.

Hızlı adımlarla Dolunay'ın yanına ilerledim ve parmağımla koridorun başını gösterdim. "Gelenleri görüyorsun değil mi?"

"Evet," dedi ve bakışlarını bana çevirdi. "Senin babanla annen, yani üvey annen değil mi?"

"Evet ama mesele o değil," dedim. "Yanlarındakiler Oğuz'un ailesi ve sinirli gözüküyorlar. Sana, bana, abime ve Savaş'a her şeyi söyleyebilirler şu an. Alttan almamız lazım. Aksi halde şikayetçi bile olabilirler."

Stresle dudağını dişledikten sonra "Tamam," dedi gülümsemeye çalışarak. "Abimin iyiliği için sakin kalıyoruz."

Bende gülümsemeye çalıştım. Savaş hala polislerle konuşuyor, onlara bir şeyler anlatıyordu. Umarım başına Oğuz yüzünden bir bela almazdı. Aksi halde Oğuz'u kendi ellerimle öldürebilirdim.

"Güneş bu arada," Dolunay'ın sesiyle tekrar ona döndüm. "Elifler mesaj attı şimdi. İsteme bitmiş, sağ salim takmışlar yüzükleri. Şimdi de Eren'le ikisi Elif'in evine geçiyormuş bizi de oraya bekliyorlar hastaneden çıktıktan sonra. Bir de ihtiyaç varsa gelelim demişler."

Oğuz bayıldığında Eliflere devam etmelerini söyleyip hastaneye gelmiştik. Zaten her şey Oğuz yüzünden, doğal olarak benim yüzümden, mahvolmuşken bir de şu isteme işi yarım kalmamalıydı.

"Gerek olmadığını söyle, biz de birazdan çıkarız zaten."

Dolunay gülümseyerek "Tamam," dedikten sonra onun yanından ayrıldım ve abimin yanına ilerledim. Savaş'ta babamların geldiğini fark etmişti, dikkatlice bana bakıyordu. Bende ona bakmaya başladığımda dudaklarını oynatarak "Sakin ol. Sorun çıkmayacak." dedi. Polislerle başı dertteyken bile beni düşünüyordu bu adam, biraz kendini düşünmeliydi. Bende dudaklarımı oynatarak "Biliyorum." dedim ama beni anladığından şüpheliydim. Çünkü polis memuru bir şey sorduğu için başını başka bir yöne çevirmek zorunda kalmıştı.

Oğuz'un annesi yanıma geldiğinde yumuşak bir ses tonuyla "Güneş," dedi. Şaşırmıştım. Bu kadının bana sinirli olması gerekmiyor muydu? "Oğlum adına sizden özür dilerim. Gecenizi mahvetmiş."

Kusursuz HatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin