Bölüm 18: Barıştırma Operasyonu

4.9K 579 70
                                    

Bölüm Şarkısı: Pera - Sevgilim İyi ki Doğdun

Keyifli okumalar.

Saat on ikiyi geçmesine rağmen sokak çok kalabalık değildi. Bunu havaya bağlıyordum çünkü bunaltıcı bir hava vardı: Sıcak ve nemli.

Kasabaya geldiğimden beri yaklaşık beş santim uzamış olan saçlarımı bileğimdeki toka yardımıyla özensiz şekilde topladım ve elimle de kahküllerimi düzelttim. Karşımda duran dükkanın camındaki yansımama baktığımda her şey güzel gözüküyordu. Yani en azından olması gerektiği gibi.

Sabaha kadar Savaş'a ne demem gerektiğini düşünmüştüm fakat bir sonuca varamamıştım. Cümleler o kadar yersiz kalıyordu ki, ne dersem diyeyim yine de istediğim etkiyi yaratamıyordum. Zaten kelimelerin bizi yönetmesini istemiyordum. Kelimeler bizi kırıyordu, kelimeler bizi incitiyordu; kelimeler bizim aramıza kalın duvarlar örüyordu. En iyisi sarılmaktı. Savaş'a sarılsam her şeyin geçeceğini biliyordum, Savaş'a sarılmanın bana iyi geleceğini biliyordum.

Derin bir nefes aldıktan sonra birkaç sokak daha ilerledim ve sonunda ulaşmak istediğim yere vardım. Uzun zamandır girmediğim, en son girdiğimde ise hiç hoş şeylerle karşılaşmadığım kitapevi karşımda duruyordu. Belki de bir kaç saniye sonra bana Savaş'ı verecek olan kitap evi, belki de birkaç sonra sarılmamıza şahit olacak kitapevi.

Büyük ve gösterişli kapıyı açarak içeriye girdim ve yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirerek etrafıma bakındım. Ne yazık ki Savaş orada değildi, ilk önce evine gitmiştim ama evde de yoktu. Neredeydi?

Üzülerek bir sandalyeye oturduğumda Dolunay sesleri duymuş olacak ki depodan çıktı ve yanıma geldi. Beni gördüğüne şaşırmıştı, öyle ki şaşkınlığı sesine yansımıştı: "Güneş, burada ne işin var?"

Şakaya vurarak "İstiyorsan gideyim?" diyerek ayağa kalkmam onu paniklendirmişti.

"Hayır, tabii ki. Sadece şaşırdım. Yani, biliyorsun. Sen ve abim."

"Biliyorum, sadece şaka yapıyordum." dedim. "Savaş nerede?"

"Merkeze gitti. Ve bir dakika? Abimle barıştınız mı?" Bunu o kadar mutlu söylemişti ki içimden 'evet' demek geçti. Keşke evet diyebilseydim.

"Hayır, yani henüz değil."

"O zaman sana bunu söyleyebilirim artık," diyerek elinde tuttuğu kitapları rafa gelişigüzel bıraktı. "Yarın abimin doğum günü ve abim şuana kadar hiçbir doğum gününü mutlu geçirmedi. Hep bir şeyler eksikti, fakat şimdi." Deyip gülümsedi. "Her şey tamam."

Bunu duymak beni mutlu etmişti, aynı zamanda Savaş'ın doğum gününün yarın olmasına da sevinmiştim. Bu gece yarısı, 00.00'dan sonra ona güzel bir sürpriz hazırlayabilirdim, böylece hem yeni yaşına benimle girmiş olurdu; hem de aramızın düzelme ihtimali daha da artardı.

"Dolunay," diyerek sandalyeye geri oturdum. Mutluluğumun yüzümden okunduğuna emindim. "Bu gece yarısı Savaş'la beni barıştırma operasyonunu başlatıyoruz."

Saat on biri geçmişti. Ben, abim ve Dolunay merkezdeki bir pastanede oturmuş, Savaş'ın işinin bitmesini ve Dolunay'ı aramasını bekliyorduk.

Üzerime siyah bir etek, üzerine ise bordo bir crop-top giymiştim. Çok şık olmama gere yoktu çünkü Savaş'ta değildi.

Abim "Şuan bizden faydalanıyorsun, farkında mısın?" dediğinde kahkaha attım.

Kusursuz HatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin