-1-

366 34 87
                                    

"Bu yemek güzel olmamış." dedi Emre karısına.

Yaptığı her şeye bir bahane bulmak artık onun hobisi, Aleyna'nın ise fobisi olmuştu. O kadar mutsuzdu ki Aleyna. Hemşire olduğu halde çalışamıyor, sürekli evle uğraşıyor, yemek yapmaya özen gösteriyordu. Fakat gelin görün ki her şeye bir kulp bulan kocası vardı. Böyle yaparak onun hevesini kırıyor ve üzüyordu.
Sırf bu yüzden mutlu olmaktan korkuyordu.

"Beğenmediysen yeme." dedi yemeğinden bir lokma alırken.

Eşiyle severek evlenmişti ama buna bin pişmandı. Emre evlenince büyük bir değişim geçirmişti. Eşini her şeyden, herkesten kıskanıyordu. Çalışmasına izin vermiyor hatta dışarı çıkmasına bile karışıyordu. Bu Aleyna'nın kanına dokunuyordu. Erken yaşta evlenmesi, özgürlüğünü de elinden almıştı. Yirmi iki yaşındaydı daha gezip tozması, mutlu olması gerekiyordu.

Tabağın kırılma sesiyle korku dolu gözleri kocasını buldu.

"İşe gitmiyorsun zaten! Bir yemek yapmasını bile beceremiyorsun."

Çatalı masaya sertçe bıraktı ve nefret dolu gözleri kocasını buldu.

"Çalışmama izin vermiyorsun! Yemek bulduğuna şükret her şeye bir kusur buluyorsun! Bir gün sen yap da senin yemeğini yiyelim. Beğenmiyorsan kalk sofradan."

Bu zamana kadar huzuru kaçmasın diye hep susmuştu ama artık dayanamıyordu. Kocasının şaşkın bakışlarıyla karşılaşınca bir tepki göstermedi. Yemek sessiz bir şekilde geçmişti. Aleyna'nın bağırması üzerine kocası sesini çıkarmamıştı. Yemek bitince de evden gitmişti zaten. Bu duruma alışmıştı Aleyna. Canını sıksa da sesini çıkarmıyordu. O evde olmadığı zamanlar evde huzur oluyordu en azından. Eline sıcak çikolata dolu bardağını almış tam koltuğa kuruluyordu ki kapısı çalındı. Gelen kişi kocası olamazdı çünkü o evin kapısını çalmaz, anahtarıyla girerdi. Kapıyı açtığında otuz iki diş gülümseyen ablasıyla karşılaştı.

"Hoş geldin." dedi gülümseyerek.

"Çok hoş geldim valla." dedi içeri mutlulukla girerken.

Koltuğa zıplarken Aleyna ablasının bu mutluluğuna kahkaha attı.

"Ne oldu ya anlat hemen!" dedi ablasının yanında yer alırken.

Duygu elleriyle kendine hava yaptı ve hızlanan kalbinin biraz olsa yavaşlamasını diledi. O kadar heyecanlıydı ki.

"Birkaç aydır konuştuğum bir çocuk var."

"Ve benim şimdi haberim oluyor?" dedi alınmış numarası yaparak.

Daha önce neden anlatmadığını biliyordu bu yüzden istese de ona tavır yapamazdı.

"Kesin bir şey olmadan sana anlatmak istemedim." dedi gülerek. Sonra ise devam etti.

"Adı Junmyeon. Yarın Türkiye'ye gelecek beni görmek için! Aleyna çok heyecanlıyım ya kalbim duracak!"

"Durmaz durmaz." dedi Aleyna gülerek.

"Bende kalır diye düşünüyorum."

"Oha! Olmaz öyle bir şey."

"O öyle biri değil. Gerçekten çok iyi biri. Meleğin insan bulmuş hali resmen."

Gözlerinin şaşkınlıkla büyümesine engel olamadı genç kadın.

"Hayırlısı olsun ne diyeyim. Koreli eniştemi merak ettim."

"Enişte deme hemen ne olacağı belli değil daha. Şuan sadece arkadaşız."

"Tamam tamam." dedi gülmesine engel olamayarak.

Miracles In The First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin