-8-

122 25 25
                                    

Junmyeon, ailesini almış ve bir kez daha sevdiği kadını istemeye gitmişti. O zaman her şey daha iyi olmuştu. Çetin eskisi kadar sert davranmamıştı Yasemin ise bu aileye ısınmıştı. Junmyeon'un ailesi de en az onlar kadar sevmişti onları.

Hemen evlenmek istedikleri için hazırlıklara şimdiden başlamışlardı. Düğünü Kore'de yapmaya karar vermişlerdi bu yüzden Duygu, ailesini de alıp Kore'ye gitmişti. Junmyeon ve Baekhyun'un evinde kalıyorlardı ve tabii ki evden uzaklaştırılan kişi Baekhyun olmuştu.

"Baekhyun, ben çıkıyorum."

"Dur. Beraber çıkalım."

"Hayır! Sen kalıp şirketle ilgilen saat sekiz de çıkarsın."

"Vay be. Sen çok değiştin. Tamam. Evimden atıldığım yetmiyormuş gibi bir de çalışayım. Anladım ben. Şirketten en son da ben çıkarım merak etme."

Baekhyun masasına geri oturup herhangi bir dosyayı önüne koydu.

"Şu evlilik hazırlıkları bitsin bir daha çalışmayacaksın merak etme."

"Daha yeni başladı ne bitmesi? Evimde yok artık zaten. Bana bir an önce ev al."

Junmyeon onu takmayıp odadan çıktığında Baekhyun gözlerini devirdi.

"Hainleşti iyice bu çocuk."

Ona iyi bir ders vermek için düşünmeye başladı. Aklına gelen fikirle gülümsedi. Kahkahaları odaya yayıldığında bir an kendini kötü adamlar gibi hissetti.

Junmyeon kendini Baekhyun için kötü hissedemeyecek kadar meşguldü. Birinden birinin evden gitmesi gerekiyordu en uygunu da Baekhyun'du tabii ki. Evlendikten sonra ona bir ev almayı kafasına yazdı. Arabayı alışveriş merkezinin önünde durdurduğunda nişanlısını aradı. Ah, böyle seslenmek o kadar hoştu ki. Bir an önce ona karıcığım ya da eşim diye seslenmek istiyordu.

"Jun! Geldin mi?"

"Evet, kapının önündeyim." dedi gülümseyerek.

"Tamam geliyoruz şimdi. Bizi beklemeye devam et." dedi sevdiği kadın gülerek.

Telefonu kapattıktan birkaç dakika sonra sevdiği kadın ve iki annesi kapıda belirdi. Arabadan inip yanlarına geldiğinde şaşırmasına engel olamadı.

"Hiçbir şey almamışsınız."

Hae Jin kahkahasına engel olamadı.

"Getiriyorlar." dedi arkasını göstererek.

Arkadan gelen adamları gördüğünde gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Bunca şeyi nasıl bir günde alırlardı? Hae Jin'in ve Junmyeon'un arabasına eşyaları yüklerlerken Junmyeon ağzını kapatmaya çalıştı.

"Bitti mi bütün alışveriş?"

"Ne bitmesi canım? Aldıklarımız, alacaklarımızın yarısı bile değil."

Hae Jin ve Yasemin havalı bir şekilde Hae Jin'in arabasına ilerledi. Aynı dili konuşamadıkları halde çok iyi anlaşmışlardı. Gören onları çocukluktan beri arkadaş sanabilirdi ama gelin görün ki onlar birbiriyle konuşamıyor, bakışlarla anlaşıyorlardı. İki kadın da duygularını beden diliyle belli ediyordu.

Yeni çift, arabaya bindiklerinde Duygu yorulduğunu hissetti.

"Keşke Aleyna da burada olsaydı."

"O da gelsin." dedi Junmyeon gülümseyerek.

"Başında o adam varken biraz zor. Sadece düğünüme gelebileceğini düşünüyorum."

Miracles In The First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin