-19-

109 18 34
                                    

"Şu köşedeki yiyecekler güzel mi?" diye sordu çekinerek lise öğrencisi bir kız.

"Onlar Türk yemekleri ve şu ana kadar yiyen kimse pişman olmadı." dedi Duygu gülümseyerek.

Kafenin bir köşesini Türk yemekleri köşesi yapmışlardı. Böylelikle Türkiye'yi daha iyi tanıyabilirler ve bu harika yemeklerden tadabilirlerdi.

"Peki önerdiğiniz var mı? En güzelini yapın lütfen. Ben şu masada bekliyor olacağım."

Duygu gülerek onayladığında kız arkadaşlarının oturduğu masaya doğru ilerledi. Duygu tam Mert'e gidip yemek siparişi verecekken kapıdan ruh gibi giren Aleyna'yı gördü.

"Bu ne hal?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Midem bulanıyor ve karnım ağrıyor." diye cevapladı çantasını masaya bırakıp sandalyeye otururken.

"Keşke gelmeseydin."

Kardeşinin solmuş yüzüne baktı. Kırmızı dudakları bile artık eskisi gibi renkli durmuyordu.

Aleyna kapalı gözlerini açtı ve başını yasladığı elinden kaldırdı.

"Çalışırsam iyi olurum belki diye geldim."

"Yemek yedin mi?"

"Hayır. Hiç iştahım yok."

"Saçmalama. Ye bir şeyler."

Duygu arka tarafa gidip Mert'e hem kız için hem de Aleyna için sipariş verdi. Mert, Kore'de yaşayan bir Türk aşçıydı. Hala gençti ama güzel yemek yapıyordu. Türk yemekleri yapabilmesi için Türk aşçı almışlardı. Mert melez olduğu için hem Kore yemeklerini hem de Türk yemeklerini güzel yapabiliyordu.

"Biraz sonra Jun'un şirketindeki kişiler gelecek. Onların burada yemek yemesi işimize çok yarıyor." dedi Duygu Aleyna'nın karşısına otururken.

"Böylelikle Jun'u da görüyorsun tabii." dedi Aleyna gülümsemeye çalışarak.

Kendini çok halsiz hissediyordu. Yemek yediğinde sağlığına kavuşmayı umuyordu.

"Baekhyun'la hala barışmadınız mı?"

"Hayır. Çok inatçı. Beni affetmesi için her şeyi yaptım. Birkaç gündür ben de ona soğuk davranıyorum. Ne hali varsa görsün."

Kardeşinin huyunu çok iyi biliyordu. Affetmesi için her şeyi yaptım diyorsa gerçekten yapmıştır. Karşılık bulamayınca sinir oluyordu ve istemsizce kendini ondan çekiyordu. Madem ilgi göstermesi işe yaramıyordu o da göstermezdi o zaman.

"Gerçekten kırılmış olmalı."

Bunu söylemesi üzerine Aleyna gözlerini devirdi.

"O günün üstünden bir hafta dört gün geçti. Bu kadar uzatması anlamsız."

"Bence de."

Mert'in zili çalmasıyla Duygu ayaklandı. Demek ki yemekler hazırdı. Tepsiyi alıp kıza doğru ilerledi.

"Umarım beğenirsin." dedi Duygu gülümseyerek tabağı bırakırken.

Kız gülümseyerek ona karşılık verdi. Duygu da diğer yemek dolu olan tabakla kardeşine doğru yürümeye başladı. Saat tam biri gösterdiğinde Duygu'nun gözleri kapıya takıldı. Bir adamı böylesine nasıl sevebilirdi?

"Orda dikilme de yemeğimi ver."

Aleyna'nın sesiyle kendine geldi be tabağı masaya koydu.

"Var ya senin böyle olduğuna hala inanamıyorum." dedi Aleyna çatalını batırdığı eti ağzına götürürken.

Miracles In The First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin