-16-

107 19 32
                                    

Baekhyun işlerle o kadar meşguldü ki kafasını kaldıramıyordu. Normalde her cumartesi mutlaka en az bir saat piyano çalardı ama şu sıralar onu da yapamıyordu ve kendini çok huzursuz hissediyordu. Bu kadar çok çalışmayı sevmiyordu ve nedense Junmyeon bu işleri daha çabuk ve kolay hallediyordu. Masasına konan bardak ile bakışlarını dosyalardan kaldırdı genç adam.

"Bir şey yemek istemediğini söyledin bu yüzden sana portakal suyu sıktım."

Karşısındaki kadının bu kadar düşünceli olmasına gülümsedi. Onunla ilgilenmesi hoşuna gidiyordu ve bu ona daha çok bağlanmasına neden oluyordu.

Aslında ne zaman bu kadar düşünceli olduğunu bilmiyordu Aleyna. Emre'ye böyle şeyler hiç yapmazdı ama Baekhyun'a bir şeyler yapmak içinden geliyordu. Onun yanında güvende hissediyordu. Kendini huzurlu hissediyordu. Bu duygu her ne kadar ona garip gelse de böyle hissetmeyi durduramıyordu.

"Teşekkür ederim. Yapmana gerek yoktu."

Karşısındaki koltuğa oturdu. Baekhyun ise önündeki işlere geri dönmek zorunda kaldı.

"Çok çalışıyorsun."

"Şirketin en yoğun olduğu zamanlar. Junmyeon bunu bilerek iddiaya girmiş olmalı. Hain."

"Sana yardım edecek kimse yok mu?"

Başını iki yana salladı.

"Yok ama önemli değil. Nasılsa cezamın bitmesine sadece iki gün kaldı."

"Biraz ara ver. Geldiğinden beri çalışıyorsun."

Arkasına yaslanıp gözlerini ovdu. Oyun oynamayı, her zamanki gibi tembellik yapmayı fazlasıyla özlüyordu.

"Ne yaptın bugün?"

"Pek bir şey yapmadım. Ablam da yok zaten bu yüzden bir yere gidemedim. Sadece yakınlardaki markete gidip portakal aldım. Buralar çok pahalı. Portakalı az almama rağmen baya para tuttu."

Gülümsedi. Aleyna da Baekhyun'un gülümsemesine gülümsedi.

"İşler bitsin seni bol bol gezdireceğim."

Kısa bir sessizlik oldu. Aleyna tam yerinden kalkacakken Baekhyun'un sesiyle tekrar yerine oturdu.

"Artık burada kalacaksın değil mi?"

Başıyla onayladı.

"Kafe açacağız. Biraz para biriktirdikten sonra da kendime ev bakacağım."

Onun evden gitme düşüncesi kalbini acıttı. Ona çok alışmıştı ve gitmesini istemiyordu.

"Burada rahat değil misin?"

Genç kadının bu soruyu beklemediği yüzünden okunuyordu. Baekhyun yine düşünmeden konuştuğunu fark etti.

"İnsanın kendi evi gibi olmaz tabii. En iyisini sen bilirsin sonuçta bu senin hayatın."

Tekrar işlere gömüldüğünde Aleyna ne diyeceğini bilemedi. Bir süre öylece oturdu sonra ise yerinden kalkıp odadan çıktı.

***

"Artık yemek mi yesek?"

"Biraz daha böyle kalalım." dedi Junmyeon yüzünü sevdiği kadının boynundan çekmeyecek.

Şu an çok huzurluydu ve bu anı bozmaya niyeti yoktu. Duygu yüzünü boynuna gömmüş kocasının saçlarını okşadı. Onu bulduğu için gerçekten çok şanslıydı. Bu romantik ortamı Duygu'nun karın gurultusu bozmuştu. İkisi de aynı anda gülmeye başladığında Duygu yerinde doğruldu.

Miracles In The First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin