-22-

84 12 22
                                    

"Jun."

Duygu, Junmyeon'u bir kez daha dürttüğünde genç adam gözlerini araladı.

"Bir şey mi oldu?"

Karısının masum bakışlarına hala bir anlam verememişti.

"Canım çilek istedi."

"Çilek mi?"

Uyanınca bazı şeyleri anlaması zaman alıyordu. Tıpkı şimdi olduğu gibi. İstediği şeyi idrak ettiğinde yataktan kalktı ve karısına döndü.

"Bu saatte açık bir yer bulabilir miyim bilmiyorum ama deneyeceğim."

Alnına bir öpücük kondurup odadan çıktı. Salondan geçip montunu giyerken koltukta oturan Aleyna'yı fark etmemişti. Jun gittikten sonra Aleyna ayağa kalktı ve ablasının yanına gitti.

"Nereye gitti bu?" diye sordu kendine yatağa atmadan önce.

"Bana çilek almaya."

"Bu saatte?"

Başıyla onayladı. Duygu, Aleyna'nın kafasına vurduğunda Aleyna bakışlarını ona çevirdi.

"Nen var Zeze?"

Gülümsemesine engel olamadı. Şeker Portakalı onun en sevdiği kitaptı.

"Hiç."

"Yalan söyleme. Evden eşyalarını almaya gittiğinden beri bir tuhafsın. Dökül."

Derin bir sessizlik oldu. Aleyna kendini hazır hissettiğinde konuşmaya başladı.

"Baekhyun'u başka bir kadınla bastım."

"Ne! Nasıl?"

"Her şeyi yanlış anladığımı söyledi ama zaten hep böyle demezler mi?"

"Pislik herif."

Duygu, Baekhyun'dan böyle bir hareket beklemezdi. Böyle bir şey duysa bile asla inanmazdı ama şimdiki durum farklıydı. Bunu söyleyen kardeşiydi ve Duygu kardeşine daha çok güveniyordu.

"Sen neden uyumadın?" diye sordu Duygu konuyu değiştirmeye çalışarak.

"Bilmem. Uykum yok."

Saat sabahın dördüydü ve iki genç kadın da Junmyeon'un gelmesini bekliyordu. Duygu, çilekleri için bekliyordu Aleyna ise öylesine.
Baekhyun'u öyle yakaladıktan sonra ona hiç mesaj atmaması genç kadını üzmüştü. Mesaj atıp ondan özür dileyeceğini falan düşünmüştü. Neden atsındı ki? Sonuçta Aleyna onun sadece arkadaşıydı. En azından Aleyna böyle düşünüyordu.

Kızlar böyleyken Baekhyun kafasını oyun oynayarak dağıtmaya çalışıyordu. Bunun bir etkisinin olmadığını aradan geçen beş saat sonra anlamıştı.

"İşe yaramıyor." dedi oyun kolunu masaya koyup arkasına yaslanırken.

Bir süre öylece boş boş yere baktı. Kapı çaldığında gözleri saate kaydı. Yerinden kalkıp kapıya doğru ilerledi.

"Baekhyun! Bana çilek lazım!" diye içeri dadı Junmyeon.

"Ne çileği?"

"Duygu'nun canı çilek istedi ama hiçbir yerde bulamadım. Her yer kapalı."

"Dur ben de vardı galiba."

"Gerçekten mi? Lütfen gerçek olsun." diyerek Baekhyun'u takip etti.

Buzdolabını açıp içinde göz gezdirdi.

"İşte burda."

Çileği alıp Junmyeon'a uzattı.

Miracles In The First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin