-2-

169 33 76
                                    

Bavulları elinde bir saatine bakıyor, bir de tek ayağını sallıyordu Junmyeon. Saat, Türkiye saatine göre oldukça geçti bu yüzden ortalıkta kimse yoktu. Açıkçası bu ıssızlık korkutmuştu genç adamı.

"Sakin ol Junmyeon." diye söylendi kendi kendine.

Birkaç dakika sonra aşık olduğu kadını göreceğini bilmek tarifi imkansız bir heyecan vermişti vücuduna. Kalbi sanki yüz kilometre koşmuş gibi atıyordu. Adeta çırpınıyordu.

Karanlığın içinden gelen kadını gördüğünde gülümsedi. O'ydu işte. Sevdiği kadın. Duygu koşarak boynuna sarıldığında öleceğini sandı Jun. Bunca yıldır beklemesinin sebebi bu kadın ise oldukça memnundu halinden.

"Hoş geldin." dedi Duygu biraz utanmış bir şekilde.

"Hoş buldum." diye karşılık verdi Jun gözlerini sevdiği kadından ayıramayarak.

Yürümeye başladıklarında ikisi de ne diyeceklerini bilmiyordu.

"Kalacak bir yerin var mı?" diye sordu Duygu.

"Bir otel ayarladım."

"Öyle mi? Nerede?"

"Aslında... Bilmiyorum ama sen bilirsin değil mi? Adres bu."

Duygu eline adres yazan kağıdı aldı. Buraya yakındı ama Duygu bunu söylemedi.

"Uzak baya. Yorgunsun zaten, saat de geç oldu. Bugünlük bende kal."

Gülmemek için yanağının içini ısırdı Junmyeon. Elbette onda kalmak isterdi. Yol boyunca pek konuşmadılar. Huzurlu bir sessizlik vardı aralarında. Eve geldiklerinde ise merakla etrafı dolaştı Junmyeon. Sürgülü kapılar yoktu, yerde minderler yoktu. Böyle yerleri daha önceden görse de yine de merak etmişti. Sonuçta bu ev sevdiği kadına aitti.

"Yorgunsundur. Sana odanı göstereyim."

Kullanmadığı bir odayı özenle Junmyeon için hazırlamıştı Duygu. Evi büyük değildi. Çoğu kişinin hayallerini süsleyen, iki katlı bir evi de yoktu.

"Benim için oda hazırlamana gerek yoktu. Ben yerde de yatardım. Alışığım."

"Kore'de yerler nasıl bilmem ama buradaki yerler çok soğuk. Eğer yerde yatarsan ertesi güne hasta olarak uyanırsın."

Gülümsemesine engel olamadı Junmyeon. 'İşte evlenmek istediğim kadın tam olarak o' diye düşündü.

"Yorgun olmalısın. Yemek yedikten sonra uyursun."

Başıyla onayladı onu Junmyeon. Duygu dün akşamdan hazırladığı yemekleri ısıtırken Junmyeon da masaya oturup onu izledi. Yemekler hazır olana kadar Baekhyun'a mesaj attı.

Kime: Baekhyun
Uçaktan indim. Şuan Duygu'nun evindeyim ve resimlerden daha güzel :)

Cevap gelmediğinde kendini biraz eksik hissetti. Hem saat farkından hem de meşgul olduğunu düşündüğünden canı sıkılmıştı. Her ne kadar sevdiği kadının yanında olsa da kardeşi gibi gördüğü kişi yanında değildi. Sırf Junmyeon konuştuğu kızla buluşsun diye şirketteki bütün sorumluluğu üstüne almayı kabul etmişti. Normalde şirketle çok uğraşmayı sevmeyen biriydi ve Junmyeon onun her şeyi halledebileceğinden emin değildi.

"Saat geç olduğu için hafif bir şeyler yapmak istedim ama sanırım hafif olmadı. Ne yiyeceğini bilemedim o yüzden sana seveceğini düşündüğüm şeylerden yaptım." dedi Duygu ısıttıklarını masaya koyarken.

"Yosuna benziyor." dedi Junmyeon sarmalardan birini ağzına atarken.

"Biz yosun yemiyoruz." dedi Duygu gülümseyerek.

Miracles In The First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin