Mircan onun duvağının takılı olduğu tokaları çekerek çıkardı, birkaç tel kopmuştu. Hira acıyla inledi.Gelinlik çıkartma işine iyice alisan Mircan, gelinliğin fermuarı açık olduğu için kollarından çekerek çıkarttı.
Ne yalan söylesin, harika bir işti. Her gece yapmaktan bıkmazdı. Hira tepişmeleriyle Mirza'nın düşüncelerini böldü.
Mirza sonunda dayanamayıp yüzüne eğildi. Gözlerine şüpheci bir bakış attı. Onu tehdit edercesine "Eğer o elini bir daha bana kaldırırsan, bu kadar kibar davranmam sana." dedi.
"Bu kibar hâlin yani." Hira sinirliydi, resmen yüzüne doğru haykırmıştı.
"Aynen öyle!"
Hira, "Hiçbir şey yapamazsın tamam mı?" diyerek kalkmak istedi ama Mircan müsaade etmedi.
"Öyle bir yaparım ki. Ne sen ne de bir başkası buna engel olabilir."
"Dağ ayısı ne olacak! Hayvan herif!"
"Sen nesin? Farklısın sanki, yabani at gibi gahlayıp duruyorsun."
"Senin hangi ormandan kaçtığın bile belli değil, bir an önce yetkililere haber verip doğal yaşam alalanına getirilmen lazım!"
"Ama sen şuan doğal yaşam alanındasın, evcilleştirilmeyi bekliyorsun. Hem de bana ait olan bir kafeste." deyip üzerinden kalktı ve duş almak için banyoya girdi. Ardından da kapıyı kilitledi. Hira'nın arkasından geleceğine adı gibi emindi.
Ceketini çıkartıp kapının arkasına asmıştı ki, yumrukları ve konuşmasıyla kapı inlemeye başladı. Mircan bir yandan üzerini çıkartıyor bir yandan da gülerek onu dinliyordu.
"Mircan Ağa aç şu kapıyı."
"Pislik, ağa bozuntusu, pabucumun ağası!"
"Seni kendi kafesinde tutsak etmezsem bana da Hira demesinler."
"Mircannnnn, aç şu ka-pı-yı..." diyerek üstüne basa basa söyleyip açmayacağını anlayıp tekme attı ve kapıdan uzaklaştı.
Hira yerde duran gelinliğin üzerinde resmen sinirden gözü dönmüş bir şekilde tepiniyor, bi yandan da söyleniyordu.
'Seni pislik, demek kafesinde evcilleştireceksin beni, yok öyle yağma. Sen göreceksin Mircan ağa!'
Az da olsa sakinleşip oturduğunda hâlâ duştan ses geliyordu, Hira burada onu sinirden parçalamayı düşünürken adam rahat rahat duş alıyordu.
Su sesi kesildikten kısa bir süre sonra kapı açıldı ve beline doladığı küçük havluyla Mircan odaya geldi. Bir yandan da daha küçük bir havluyla saçlarını kuruluyordu.
Bu ne şimdi? Hira'nın daha önce hiç görmediği bir hâlde karşısında duruyordu, kahretsin çok seksiydi, sesli yutkundu. Buna mâni olamamıştı. Mircan saçını kurulamakla meşgul olduğundan bunu fark etmemesi Hira'nın içini rahatlatmıştı.
Hira hiçbir şey demeden hızla banyoya doğru ilerledi, yanından geçerken Mircan onun poposuna, elini genişçe açarak bir şaplak attı.
Şaplak mı atmıştı hem de avuçlayarak!
Umursamıyor gibi yaptı ama aklı hâlâ onun vücudundaydı. İçindeki doğrucu yanının sesini kısmak istese de bu pek mümkün olmadı.
Ilık suyun altına girip sakinleşmeye çalıştı. Bu adamla oynamak ateşle oynamaya eş değerdi ama kendine engel olamıyordu.
Bornozu giyip banyodan çıktığında Mircan yatakta sere serpe yatıyordu. Hira hızlıca yanına yaklaşıp onu sarstı, yeni dalmıştı belli ki. Korkarak açtı gözlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kan Davası BERDEL'i
Fiksi UmumYillardir süregelen bir kan davasinin son kurbanları bir birine Berdelle baglanan iki genc nefret, tutku, ask ve kendinizden bir parca bukabileceginiz bir kitap