Üç Maymun

2.Bölüm

"Yahu evladım hadi bunları anladım da siz iki tane ufacık tefecik kızlar-" "Hocam valla ufacık tefecik filan ayıp oluyo ama." dediğimde Defne dirseğini karnıma geçirdi müdürde sabır dilercesine ellerini açıp yukarı kaldırdı. Ne mi olmuştu;

Ben müdürü görünce Defneye seslendim ve bir anda gelen ilahi güçle uzun beyle o çocuğun arasına girdim ve bizim uzunun kolundan tutup çekiştirmeye çalışarak eve sadece ÇALIŞARAK  Allah bir güç vermiş mübarek bu nedir ya. Uzun bey ne olduğunu anlamayıp durunca müdürde bizi odasına çekti haliyle ne kadarda Defneyle birlikte alakamız yok sadece ayırmaya çalışıyoduk desekte dinlemedi.

"Siz aynı sınıfta mısınız?" dedi kavga edenlere bakıp hepsi birden kafa sallayınca

 "Sizin sınıflarınızı değiştirelim."dedi. Defne elini kaldırıp 

"Hocam benim bir sorunum var." dedi. Hoca

 "Buyur yavrum" diyince Defne de eliyle bizim 3'lü komboyu gösterip

 "Ben bu küçük ve şu iki uzundan şikayetçiyim hocam." dedi. Ah Defne ahh başladı yine. Hoca sakince bir Defne'ye baktı bir de çocuklara

 "Geç kızım anlat bakalım ne yaptı o iki uzun ve küçük sana." dedi ve sandalyeyi gösterdi.Keltoş müdürümüz defnenin babasının bir tanıdığı olduğu için defneye pek kızmıyordu. Kızsada belli etmiyordu.Defne  Sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attı ve konuşma başladı. "Şimdi ke- ay pardon müdürüm ben sabah süt almak için bakkala girdim." Müdür gülümseyerek "Niye kızım evde süt vermiyolar mı sana?" diye bir soru yöneltti "Yok hocam ya vermiyolar. Neyse anlatıyım ben. Şimdi süt almak için bakkala girdim. Ayağım kaydı süt reyonuna yapıştım." dedi

Defne yüzünü büzüştürerek "Aaa bilmiyolar mıymış senin ordan geçiceğini."  "Dimi hocam yani kız sütlerle bütünleşti." uzun bey e öldürücü bakışlarımı attım defne bize bakıp müdüre geri döndü ve "Hocam dalga geçiyolar. Neyse hocam biz şeker kızlar bakkaldan çıktık sonra şurda ki uzun esmer saçlı güzellik(beni gösterip eliyle öpücük attı.)" Öpücüğü tam yakalıycaktım ki küçük bir şey benden önce davranıp öpücüğü alıp öpmüştü. Şaşkın bakışlarla ona bakarken "oha sapık" dedim pek de kısık çıkmayan sesimle Defne ayağa kalkıp " Ver lan öpücüğümü." Diye bağırmıştı müdür elini masaya vurup "Yeter artık devamını anlat meraktan ölücem." demişti Defnede iyice havaya girip elini müdür bey in omzuna atmıştı müdürün sinirlendiğini alnında çıkan damarlardan farkedebiliyodum. Ama anlamıyo ki benim güzel kardeşim "Neyse hocam işte biz çıktık geliyorduk ki arkadan bağırma sesleri duyduk bir baktık ki bu küçük şeyle büyük şeyler kavga ediyor (büyük şey ikizler küçük şey ise kuzenleri)"

"Hocam yalan söylüyo ben kavga etmedim,kızım senin kafana süt mü düştü süt sabahları sende kafa yapıyor galiba." "Evet hocam o etmedi o bizi ayırmaya çalışıyordu" dedi küçük şey

Defnenin eli hala müdürün omzundaydı cesaret sıçıyor mübarek.

"Kızım sizin şubeniz ne?"
" 10-A hocam. Neden ki?"

"Hiç kızım öylesine arada sizin sınıfınıza gelirim muhabbet falan ederiz hem bende sana anlatırım. Dertleşiriz."Hoca omzundan defnenin kolunu indirip masasına geçti.

"siz kavga edenler neden kavga ettiniz lan çok mu ciddiydi konunuz. Hayır madem kavga ediyosunuz ayaz oğlum sen manyak mısın neden çocuğun kolunu başına sarıyosun kırılıyomuş lan çocuğun  kolu." Adının ayaz olduğunu öğrendiğim çocuk tam konuşmaya başlıyacaktı ki keltoşumuz konuşmaya başladı.

"Kızlar siz çıkabilirsiniz" tam kapıya yönelicektim ki benim zeki arkadaşım yine zeka fışkırıyordu.

"Yok hocam ya iyi burası koltuklar çok rahat vallahi evdekiler bu kadar rahat değil" Defne aklına limon suyu sıktığım konuşturcak beni ile ya.