Birden tuvalette belirdim, en son bana Ardell bıçak atıyordu? N'oluyor lan? Bugün ne kadar çok noluyor dedim ya. Ama gerçekten nasıl buraya geldim? Aynaya baktığımda dikişlerin kaybolduğunu yerinde garip bir şekil kaldığını fark ettim, hani fantastik filmlerde bir adam zehirlenince damar gibi bir şekil çıkar ya zehirlendiği yerde onun gibi bir şey. Damar gibi yani ama garip nasıl anlatıyim bilmiyorum. Kesilen yerdende saçlarım çıkmıştı, eğer her bir yerde belirdiğimde böyle olacaksa rahatım ben yani. Birden doğum lekemin olduğu yer yanmaya başladı, gerçekten yanmıyor yani ateş falan yok ama yanıyormuş gibi acıyor. Suyu açıp altına tuttuğumda suyun doğum lekeme değen yerleri siyah bir sıvıya dönüşmeye başladı. Bugün kaçıncı bilmiyorum ama yine soruyorum NE OLUYOR?! Kolumu sudan çekmeye çalıssamda çekemiyordum sanki yapışmıştı.
"S*çarım böyle işe ya!" Kolumu çekiştirmenin işe yaramadığını fark edince ofladım. 'Suyu kapasana' iç sesimin benden zeki olması normal mi? Suyu kapayınca kolum yine yanmaya başladı. Etrafı parlak bir ışık sardı, ışık söndüğünde kolumdaki doğum lekesi...değişmişti. Bileğimdeki yaprak gibi doğumlekesi ağaç olmuş! -multimedia'daki son resim hani ağaçlı olan-
"Tamam,işler iyice garipleşiyor!" Yerden kalkıp tuvaletten çıktım. Şimdi Aaron'u bulmalıyım, o neden birden burada belirdiğimi bilir, yani umarım. Koridorda yürürken beni görenler garip bir ifadeyle bana bakıyordu. Ya sabır... Adımlarımı hızlandırıp yürümeye devam ettim. Sonunda Aaron'u gördüğüm de derin bir nefes alıp gülümsedim, tabi yanındaki takım elbiseli ve ajan kulaklıklı adamları ve onlarında arkalarındaki askerleri görünce gülümsemem soldu. Ağlayacağım artık ne oluyor anlamıyorum ki!
"Orada işte! Yakalayın!" Diye emretti bir adam ve bütün askerler bana doğru koşmaya başladı, bir insan evladı çıkıp ne olduğunu anlatmaz mı ya?! Ben kendi kendime konuşurken askerler yanıma gelmişti bile, elektrikli kelepçelerden birini elime takacağı sırada adamın kolunu çevirip kelepçeyi koluna taktım diğer ucunuda su borusuna taktım. Oha ben neymişim be! Kamoon meeen! O lanet olası şok cihazını g*tüne sokarım dostum! Adam hâlâ şok cihazını cızırdatıyordu. Yu vana fayt? So kam en get it bro! -yani: Savaş mı istiyorsun? O zaman gel ve al dostum!- şok cihazını boynuma bastırdı, tabi bana işlemedi çünkü ben muhteşem Osias'ım- kafayı mı yedim ben acaba? Şok cihazını tutup adama dayadım, sonra titremeye başladı, yani adam. Çok yanlış anlaşılabilir bir cümle oldu.
Silahlarını çıkarıp bana doğrulttuklarında ellerimi havaya kaldırıp teslim oluyormuş gibi yaptım, aralarından biri silahını indirip yaklaşmaya başlayınca tüm silahları havaya kaldırıp onlara doğrulttum. Çok film izlemenin yararları işte. Gözüm Aaron'a takıldı, birden beynimde bir ses yankılandı 'teslim ol, seni öldürme yetkileri var. Bana güven ve bayılma numarası yap' bu Aaron'nun sesiydi, vay demek geliştirmiş. Emin misin? dercesine bir bakış atınca gözlerini evet anlamında kırptı.
Ona güvenip bayılma numarası yapacaktım ki onu sadece 1 gündür tanıdığım aklıma geldi, neden güveniyordum ki? Bugün olan her şey gibi garip bir şekilde tanıyormuşum gibi geliyordu, dolaylı yoldan da güvenilir geliyordu. Hem eninde sonunda yakalanırdım burada. Bu yüzden bayılma numarası yapmaya karar verdim, iyi de ben numara yapamam? Filmlerde insanlar neden bayılır? Kan kaybından, şaşkınlıktan, hamilelik- yok daha neler! Başka...ha çok yorulduklarında! Kamerasız odada da çok güç kullandığımdan bayılmıştım o yorgunluğa girebilir ama belkide kan kaybından bayılmışımdır, ama şu an 1. şıkkı değerlendiriyoruz.
Biraz büyük oynayalım da bayılmak garanti olsun değil mi? Tüm dünyadaki yer çekiminin kaybolduğunu ve uçtuğunu hayal ettim. Başıma dayanılmaz bir ağrı girdi, ellerimdeki siyah çizgiler kaybolup yok oluyordu, burnumdan bir şey akıyormuş gibi hissediyordum umarım sümük değildir, tişörtüme damlayan kana bakılırsa sümük değildi. Birden her şey havaya kalktı, ben hariç, başım dönüyordu, görüşüm kararınca yere düştüm. Bilincim kapanırken son duyduğum ses her şeyin yere çakılmasının sesiydi.
---
Uyandığımda gri duvarlı bir odadaydım, televizyon sesi ve konuşma sesi geliyordu. Ayağa kalkıp etrafa bakımdım yattığım yatağanın yanında bir perde gibi bir şey vardı. Hemşirelerde falan tekerlekli perde gibi bir şey olur ya ondan. Küçük sehpa gibi şeyin üstünde bir cep aynası ve ıslak mendil poşeti vardı. Neden koymuşlar ki? Aynayı kaldırdığımda burnumdan akan kurumuş kanı fark ettim. Demek bu yüzden koyulmuş. Islak mendil alıp taa boynuma kadarü akmış kanı sildim ve perdeyi kenara itip dışarı çıktığımda bütün bakışlar bana döndü. Keşke dışarı çıkmasaydım çünkü burası filmlerde uzaylı istilası falan olduğunda toplantı yapılan o toplantı salonlarının aynısıydı. Tıpatıp aynısı. Odanın bir köşesinde bekleyen iki silahlı adam beni tutup bir koltuğa oturttular. Ellerimi arkadan kelepçeleyip kelepçeyi koltuğun arkasından dolaştırdılar kaçmamam için.
"Osias White, 3 gün önce yüksek beyin dalgaları yüzünden U.A.D.M.'ye getirilmiş" dedi yine filmlerdeki takım elbiseli ve ceketinin üstü armalarla dolu olan siyahi adam. Hayatım bir filme mi çekiliyor ya da bir kitaba mı yazılıyor acaba? Eğer öyleyse lütfen bana söyleyinde ona göre yaşıyim.
"Nasıl bir kargaşa yarattığına dair bir fikrin var mı evlat?!" Diye bağırdı
"Tam 5 saniyeliğine tüm yer çekimi kayboldu, insanlar, arabalar, uçaklar hatta okyanuslar bile havaya kalktı! 56 kişi ölü, 346 kişi ağır yaralı! İzle!" Dedi ve bir video açtı.
"Sayın seyirciler, bugün tüm dünyada 5 saniyeliğine yaşanan yerçekimi kaybının nedeni hâlâ araştırılıyor. Hiçbir devlet bu olayla alakalı olmadığını söylesede vatandaşlar bunun bir deney olduğunu düşünüyor. Bilim adamları ise dünyanın çekirdeğinin dengesizleşmesinden kaynaklanabileceğini savunuyor" ekranda birden bir görüntü belirdi, sanırım bir sokak kamerasından çekilmişti. Sokakta insanlar yürüyordu sonra birden her şey havaya kalktı tam 5 saniye şey yere düştü.
Sonra başka bir yerin kamerasına geçti görüntü burası deniz kenarındaydı işlek bir caddede insanlar yürüyordu birden her şey havaya kalktı deniz de dahil sular havada uçarak şehirin üstüne geldi bir kısmı her şey yere düşünde insanlar suyun altında kaldı. Görüntü yine değişti, her şey yine havaya kalktığımda gözlerimi kapadım, izleyemezdim. Çünkü hissettiğim inanılmaz bir öfke bunu imkansız kılıyordu, ama öfkem kendime değildi, onca insanı öldürmem neredeyse acı bile vermemişti, isteyerek yaptığım bir şey değildi ne de olsa. Öfkemin nedeni bana verilen kontrol edilemez güçtü...ve bunun daha başlangıç olduğunu bilmemdi.
-*-*-
Bölümü yazamamış geçen hafta bu yüzden, bu hafta bir sürü bölüm geldi. Umarım beğenmişsinizdirEvet Osias'a duygusuz, kötü insan falan diyebilirsiniz ama gerçekten birkaç bölüm sonra kesin olarak anlayacaksınız ki acı çekmesi anlamsız olurdu. Neyse bölümle ve kitap ile ilgili düşüncelerinizi bekliyorum, küfür içermediği sürece cevap vermeye çalışacağım.
Osias ile ilgili düşünceleriniz neler?
Gelecek bölümler ile ilgili tahminler?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OSİAS ~Old But Gold~
Fantasy#5 Fantastik• Aşk İçermez!/ "Hayır Logan, ben seksi olanım sen de eksi." --- Yok gücünü öğrenip Akademi'ye kaçırılırmış da gerçek aşkını bulurmuş. Yok öyle hikaye burada! Ben daha çok zaman çizgisindeki ilk halinin yarattığı evrende yaşayan...