Bölüm-42) Olur Mu? -KESİT-

403 58 83
                                    

Etraf cesetlerle doluydu ama gerçekten ölen tek bir kişi vardı.

Dizlerinin üstün çökmüş ağlıyordu.

"Özür dilerim" dedi hıçkırarak, bunu yapabildiğine, kendini durduramadığına inanamıyordu. Elini çocuğun kendi kanıyla boyanmış gümüş saçlarında gezdirdi.

"İsteyerek olmadı, biliyorum. Ağlama" dedi sessizce, sesi çok yorgun çıkıyordu.

"H-hayır hayır! İsteyerek oldu, b-ben sadece durduramadım."

"Biliyorum, biliyorum. Unuttum bile" Yine unutmuştu, her zaman ki gibi. Ona yapılan ber şeyi unuttuğu gibi. Gülümsüyordu.

"Ama sen beni unutma olur mu? Çünkü biraz sonra ben seni unutmak zorunda kalacağım." Ağzından kan akıyordu.

"Kardeşime sor. O sana senden gizlediklerimi, senden gizlediklerini anlatacaktır. Ölme.' Elinin tutan elini sıktı hâlâ ölmediğini gösterircesine.

"Filmlerde hep iyiler kazanırdı değil mi? Ama biz ne bir filmde yaşıyoruz ne de bu hikayenin bir iyisi var. Masum insan diye bir şey yoktur ne de olsa herkes bir şeyden suçludur" dedi gülerek, gülümsemesi giderek soldu ve onun elini tutan eli gevşedi. Gözlerini kapadı bir daha açmamak üzere. Ellerinin arasındaki cansız bedeni sarstı uyanması için. Uyanmayacağını bile bile. Haklıydı. Eğer hayatları bir film olsaydı ya kurgunun sonuydu bu ya da başı.

Ama bu hiç bitmeyecek olan bir kurguydu ve hikaye başlayalı çok olmuştu...

---

Osias öldü mü?

O ölmediyse kim öldü?

Kim öldürdü?

OSİAS ~Old But Gold~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin