Bölüm-7) Quentin

20.7K 1.8K 400
                                    


Film bitince koltuktan kalktım, tam uyuyacakken aklıma şu telekinzi işi gelince kalkıp tuvalete girdim.

''Kamerasız süre başlamıştır'' diye bir ses duyuldu ve kapı kapandı. Etrafa bakındım ruj kutusu görünce kaşlarımı çatıp elime aldım, bunu deney malzemem olarak kullanmaktan hiç çekinmeyeceğim. Belkide patlatmayı denemeliyim? Sırıtıp tuvaletteki neden koyduklarını bilmediğim tabureye oturdum. Rujuhavada tutabilirdim ama yapabildiğim tek şeyde buydu zaten, ruju havaya bıraktım. Tama oluyordu, şimdi ne denesem? Patlatalım, ruja odaklanıp patladığını ve etrafa saçıldığını düşündüm. Hiçbir şey olmadı, hiçbir şey! Belkide kendimi sinirlendirmeliyim, düşün, uzaylılar gelip beni kaçırıyor ve kolumu bacağımı kesiyorlar sonra beni çöp bidonuna bırakıp gidiyorlar sonrada dilenciler beni bulup dilendirip hergün dövüyorlar aç susuz- olmuyor!

Belkide bugün başıma gelenleri düşünmeliyim özelliklede Steven- evet konuyu buldum. Rujun kırmızı kısmının üstünde onun kafasının olduğunu düşündüm, hatta aklımdan konuşturdum.

''Çok konuşmada yürü''

''O kadrda kötü değilmiş değil mi?''

''Yetenekli gelirse anında-''ilk önce aynanın çatlama sesi sonrada patlama sesi düşüncelerimi böldü. Tuvaletin dolapları yıkılmıştı, ama ruj patlamamıştı! Ve şansa yan odamdaki kızda tuvaletteymiş. Kız çığlık atmaya başlayınca ayağa kalktım.

''NE YAPTIN SEN?!'' duvarın diğer tarafına geçtim.

''Patladı''

''Hem duvarımı patlatıyorsun hemde sus diyorsun! Yeteneklilerden birisin diye bunları yapmaya hakkın yok-''

''Ben ne yetenekliyim ne de patlatmadım'' yani isteyerek

''Yani duvar kendi kendine mi patladı?'' başımı salladım, kapının kırılma sesiyle oraya döndüm, ellerinde şok cihalarıyla Steven içeri dal mıştı. Ne bu elektrik verme merakı anlamadım gitti ya!

''Burada ne oluyor?!'' diye bağırdı Steven

''Birden patlamış'' dedi kız.

''Patladı?''

''Sözlük anlamı,iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla yüksek ses çıkararak dağılmak, infilak etmek anlamına gelen yansıma sözcük.'' Şimdi nereden biliyorsun diyeceksiniz, konuşmayınca sıkılmamak için bşka şeyler yapman gerekiyor ki bu günlerde bir yıllık konuşmamı bir günde yapmaya başladım. Steven göz devirip duvara yani eskiden duvar olan yere yaklaştı ve cebinden bir alet çıkardı.

''Patlayıcı madde izi yok?''

''Duvarlarınız sağlam değil''

''Seni daha sağlam bir yere götürmeliyim belkide, anormal durumlar katı nasıl?''

''Seni görmeyeeğim heryere razıyım''

''Sen benimle hangi hakla böyle konuşursun?!''

''Neden konuşamıyim ki?'' iki duvaar patlattım, özgüven tavan yaptı.

''Birazdan öğrenirsin merak etme'' dedi ve şok cihazında bir kaç şeye tıkladı sanırım seviyesini yükseltiyordu. Korkudan kaçmak istesemde olduğum yerde durdum, çünkü..çünkü- 'canından kıymetli bir gururun var' ya sen neden hep böyle anlarda geliyorsun- kolumda hissettiğim soğukluklla düşüncelerden sıyrıldım. Steven şok cihazını koluma dayamıştı işin tuhaf yanı elekkrik çarpmıyordu.

''Sen bozuk şok cihazı taşıyan admsın değil mi nasılda unutmuşum?'' dedim ve gözlerimle şok cihazını gösterdim.

''B-bozuk mu?'' dedi ve şok cihazını kendi koluna bastırınca elektrik çarpmış gibi titremeye başladı. Bir süre onu izleyip sırttıktan sonra şok cihzını kolundan çektim, cihazın deydiği yerde ağaç dallarına benzeyen kırmızı bir iz kalmıştı. Cihazı çekmeme rağmen hala titriyordu ve yere düştü, yanına çöküp elimi yaranın üstüne koydum. Kolumun içinden soğuk bir şey geçiyor gibi bir histen sonra Steven'ın titremesi geçmişti. Hızıca ayağa kalktı.

OSİAS ~Old But Gold~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin