Küçük Tavşan

283 9 0
                                    

Özgür sessizliğini hala koruyordu. Burayı çok sevmemize rağmen neşesi yerine gelmiş gibi gözükmüyordu. Yağmur durmuş ortamı derin bir sessizlik kaplamıştı. Ardından güneşin de çıkmasıyla keyfim iyice yerine geldi. Bu birazdan çıkacak gökkuşağının habercisiydi. Özgür'ü umursamayıp etrafa rasgele bakıp bir şeyler aramaya başladım her zamanki gibi, çocukluktan gelen bir alışkanlıktı bu araştırmayı çok severdim.

O sırada bir çıtırtı ve bir kaç ayak sesi duydum. Özgür "DUR" diye bağırdı, bir yandan da yanıma doğru koşmaya başlamıştı. Ben daha ne olduğunu bile anlamadan bir anda ayağım kaydı ve ormanın içinden vadinin derinlikerine doğru kaymaya başladım. Yok artık bu gerçekten başıma geliyor olamazdı değil mi?

Aşağıya durdurak bilmeden kaymaya devam ediyordum. Bir sürü ağaç ve kayanın yanından geçtim. Bir de çok uzaktan gelen su sesine gittikçe yaklaşıyordum. Ve sonra onu gördüm. O inanılmaz güzellikteki görüntüyü. Şelaleye çok uzak olmama rağmen onu bir anlık görmüştüm. Fakat kaymaya devam ettiğim için bir an sonra gözden kayboldu. Tam o kadar kayanın yanından geçiyorum bana bir şey olmadı ne şanslıyım ama yeter bu kayış bitsin derken kafamı sertçe bir şeye çarptım ve sonrasını zaten hatırlamıyorum. Gözlerim karadı ve bir kaç iniltiden sonra bayıldım.

Uyandığımda nerede olduğumu ve orada ne kadar uzun süredir yattığımı bilmiyordum. Fakat kafamda inanılmaz derecede şiddetli bir ağrı vardı. Öyle bir ağrı ki hayatımda böylesini hiç tatmamıştım. Sanki bir kaç minik insancık kafamın içinde çekiçler çakıyordu. Neyse söylediğim şey sonrasında bana bile aşırı saçma geldi. Bunu söylediğime bakılırsa kafamı baya iyi çarpmıştım.

Kafamı çevirip biraz etrafıma bakınmaya başladım. Epeyce aşağı inmiş olmalıydım çünkü daha kayacağım bir yer kalmamıştı. Bu da bela demek oluyordu çünkü koskaca vadinin en altına kadar ulaştıysam kim bilir yukarıya geri çıkmam kaç günümü alırdı. Bir an hocalardan yiyeceğim azarları ve dışarı çıkmama cezalarını düşünüp acaba hiç dönmesem mi diye düşünmedim değil. Etrafım her zamanki gibi yemyeşildi, fakat yalnızca sarp kayalar ve ağaçlar yoktu aynı zamanda kıpkırmızı gelincikler vardı ve ben tam ortalarında yatıyordum.

Yoksa Rüya Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin