Neden

55 6 2
                                    

Bu cevap kafamda birden belirmişti. Ama sanki ikimiz de cevabımızı almış gibi birbirimize döndük ve Emre konuşmaya başladı. “Sanırım başta beni hem kendimden korudun hem de daha sonra senden-“

 

“Sanırım aynısını sen de yaptın. Gerçi aynadaki kızın tam olarak ben olduğum söylenemez ama yine de beni iki yansımadan da korumuş sayılırsın.”

 

“Açıkçası pek sayılmam,  beni aynadan uzaklaştırmasan o kıza kesin sarılırdım.”

 

O an hem duraksadım, hem de üzüldüm. Çünkü aynadaki yansıması beni ne kadar kendine çağırmış olursa olsun Emre’ye sarılmayı o an o kadar  da istememiştim. Fakat Emre’ye baktığımda o hipnotize olmuşçasına kıza yaklaşıyordu, yani ben durdurmasam kesin ona sarılacaktı.

 

İçimden düşünürken ona bakıyor olucam ki birden gözlerini üzerimde hissettim ve bakışlarıma başka tarafa çevirdim. Çünkü bana doğru yaklaşmaya başlamıştı ve daha fazla yaklaşırsa durumun nasıl sonuçlanacağını ikimiz de biliyorduk…

 

“O zaman ikimiz de cevabımızı aldık herhalde , buradan sonra ayrılmamız gerekiyor , ben sanırım şu taraftan gideceğim…”

 

Bunu söyledikten sonra daha fazla orada oyalanmak istemedim, çünkü Sihirli Aynalar’da ne kadar çok başbaşa kalırsak durum o kadar garipleşiyordu.

 

“Selin bir dakika duramaz mısın? Seninle daha önce başbaşa konuşma fırsatını pek yakalayamadım. Ormanda karşılatığımız günü ne yazıkki sayamıyorum bile , benden kaçmak için koşmaya  başladın ve ben de sana eşlik ettim doğru dürüst konuşmadık bile sonra zaten okul için hazırlanmaya gittik ve işte buradayız. Bence hala biraz vaktimiz var konuşmak için ne dersin, eski dostuna ayıracak birkaç dakikan olduğunu düşünüyorum…”

 

Emre böyleydir işte. Sıkıntıya düşünce duygu sömütüsünden kaçmaz. Hem naziktir hem de her istediğini yaptırır. Sanırım bendeki eksin olan yön de bu , Herkesin yüzüne ne istediğimi ne düşündüğümü direkt olarak söylemem…

 

“Bak Emre , sana şuanda ‘Sanırım eski dostuma ayıracak birkaç dakikam var demek isterdim ama ne yazık ki aldığımız cevap bana bunu yapmamamı söylüyor sonuçta birbirimizi kurtardık ve eğer konuşmaya ve yola birlikte devam edersek mutlu olmayız ve ben şu ana kadar zaten yeterince mutsuz oldum daha fazla mutsuz olmak istemiyorum, umarım beni anlıyorsundur.”

 

“Hayır, anlayamıyorum, yalnızca konuşmak nasıl seni mutsuz edebilir ki? Biliyor musun çok sıkıcısın ve doğrusunu söylemek gerekirse asıl konuşmazsak mutsuz olursun! Senin aklında hiç mi benim hakkımda soru yok”

 

Ne söyleyebileceğimi şaşırmıştım, fakat tabiki de her zamanki gibi çabuk sinirlendim ve belki de haklı olduğum yerde haksız durumuna düştüm.

 

“Evet, harika aklında hiç mi soru yok diyorsun , bir düşüneyim ne sorabilirim ki sana aradan kaç yıl geçtiğini belki, veya tüm o yıllar boyunca beni yalnız bırakıp nereye gittiğini a evet veya neden ve nasıl değiştiğini ah tabi bir de şuan neden bunu bu kadar önemseyip ikimizin de yolumuza devam etmemizi önlememizi evet sanırım bunları sorabilirim ama istemiyorum cevaplarını duymak anlıyor musun canımın daha fazla yanmasını senin yalanlarını duymak ve oyunlarını izlemek istemiyorum.”

Yoksa Rüya Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin