Üzerime neyin düştüğünü anlamadan bağırmaya başladım ama çığlıklarım sanki küçük iniltiler gibi duyuluyordu. Birden debelenmeye başladım ve bir yandan da üzerimdekini ittim. Sonra bir anda üzerimde hiç bir ağırlık kalmadı. Öyle bir rahatladım ki, gözlerimi açtığımda dibimde bir çocuğun gözlerini dikmiş bana baktığını görünce hemen bir çığlık daha attım. O da refleks olarak ağzımı kapatınca elini ısırdım. Hem kendini ne zannediyordu da üstüme atlıyordu. Bir anda sinirli sinirli
" Sen ne yaptığını sanıyorsun" diye bağırdım.
"Senin gecenin bu saatinde burada ne işin var? Hem elimi neden ısırdın?"
Güzel soruydu gecenin bu saatinde ben hala burada ne yapıyordum. Bir anda hem korkudan hem de sinirden ne olduğunu anlayamadan gözlerim doldu. Sanırım bunu fark etmiş olacak ki:
"Ben nasıl bir odunum ya sana yardım etmek yerine bir de senden hesap soruyorum. Çok özür dilerim. Bu arada ben Poyraz.”
"Ben de Selin ve elini ısırdığım için üzgünüm."
"Tamam önemli değil heralde biri üzerime atlasa ben daha fazlasını yapardım."
Bunun üzerine gülümsedim, komik bir çocuktu.
"Bak çok geç kaldım sanırım, yola çıksam iyi olucak bu arada seninle tanıştığıma sevindim Poyraz. Ama buraları hiç bilmiyorum ve en kısa sürede okula dönmem gerekiyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yoksa Rüya Mı?
RomanceHep aynı rüyayı görüyorum. Suya düşen altın bir para Ardından hiç durmayan sinsice atılan kahkahalar ve onun yüzü... Aynadaki yansıma bana çok tanıdık geliyordu ama bir türlü çıkaramıyordum Kimseye de anlatamıyordum en yakın arkadaşıma dahi. Zate...