Ep 7

217 85 0
                                    

"Yanlızca on liraya! Yanlış duymadınız, sadece on liraya aşağıdaki numarayı tuşlayarak bu güzel ürüne sahip olabilirsiniz!"

Gözlerim yarı açık bir şekilde yatağıma uzanmış, en yumuşak pijamalarımı giymiş ve televizyonda elinde tuttuğu saç kurutma makinesini sallayarak satmaya çalışan adama bakıyordum.

"Kimse almaz da elinizde patlar inşallah."

Söylene söylene dünyanın belki de en saçma reklamlarından birini kumandayla kapattım.

Tamam ceza almış olabilirdim ama kendimi bu şekilde sinir krizine sokmaya ne gerek vardı yani.

Daha on iki saat bile olmamıştı ancak şimdiden kafayı yediğime bakılırsa önümüzdeki bir hafta boyunca ruh sağlığımı koruyabileceğim pek söylenemez.

Kapım tıklatıldığında yattığım yerde doğruldum, bedenimi hareket ettirmeden kafamı çevirdim.

Odama yanlızca Aysu Abla gelirdi ve o da iki saat önce atıştırmam için çikolatalar getirmişti.

O halde bu şüpheli şahıs kim olabilir? Annem desem, daha önce hiç odama gelmediğinden o olamazdı.

Ali Abi desem annem onun üst katta bulunmasından pek hoşnut olmuyordu.

Merakla yataktan fırladım ve kilitli kapıma koştum.

Sanki yıllardır bir adada kalmış, sonra bir gemi görmüş ve kurtulmak için var gücüyle havaya zıplayan bir adam edasıyla yapışmıştım kapıya.

"Kim o?"
"Coşkun. Sen biliyon hangi Coşkun."

Sesinden de,soruya kendi tarzında cevap vermesinden de Çağrı olduğunu anında belli etmişti.

Ben üzerimdeki şoku atlatmaya çalışarak onun nasıl gelebildiğini düşünürken, tekrar konuştu.

"Sen algılayana kadar kök salıcam burada."

"Sen nasıl çıktın yukarı? Aysu Abla görmedi mi?"

Hafif bir kıkırdama sesi duydum ve kulağımı üzerime kilitlenmiş kapıma iyice yaslayarak onu duymaya çalıştım.

"O da benim sırrım güzelim."
Durakladıktan sonra devam etti.

"İzel aşağıda Aysu Abla'yı oyalıyor. Bende anahtarı aldım."

"Helal be! Harikayım ben ya."
"Planı kuran biziz. Sen ne diye harika oluyorsun yer elması?"

Çağrı'nın şaşkın çıkan itirazını kapalı kapı arkasında olmama rağmen tahmin edermişçesine sorusuna kendimi hazırlamıştım.

"Çünkü ben arkadaş seçimlerinde harikayım yani."

Çağrı anahtarla kapıyı açmaya çalışıyordu.

Tabi bunu yaparken çenesi hiç durur mu, bana mutlaka laf yetiştirecek. Yoksa içi rahat etmiyor mavişin.

"Bana iltifat ederek kendini övebilmen de bir tuhaf ama çekici."

Dediğinde göz devirmekle yetinmiştim. Neden mi? Çünkü biricik arkadaşımı kızdırırsam vazgeçer ve beni burada ölüme terk ederdi.

Kapıyı açtığı zaman istediğimi söyleyebilirdim.

Eğer burada fosilleşerek can vermek istemiyorsam elimdeki şansı çok iyi değerlendirmem gerekiyor.

"Ya biraz hızlı olsana mavi!"
"Bir sus bak konsantre olamıyorum."

Göz devirmekte rekor kıran ben, tekrar göz devirerek cevap verdim.

"Ya sanki bomba imha ediyorsun! Altı üstü kapının kilidini açacaksın. Biliyorum malsın. Bak o kadar zor bir şey de istemedik senden. Yani sonuç olarak çocukken kafa üstü düşmekten kurtulsan da azıcık sıyırmıştı ucundan. Ama olsun."

ALTACARILWhere stories live. Discover now