Ep 22

137 75 0
                                    

Multi Media Sırasıyla Alaz , Caner ,
Taner , Arda , Ilgaz

Eskişehir gezimiz biter bitmez otele gelerek odalara dağıldık. Akşam yemeğine kadar uyumayı planlıyordum çünkü gezi boyunca Arda hiç susmamış, Ilgaz ve Caner heidi gibi ortalıkta gezinmiş, Taner de şarkı söyleyip durmuştu.

Anlayacağınız onlarla geçirdiğimiz her saat beyin hücrelerim terk ediyordu beni. Bir tek Alaz ve ben sessizce gezinin bitmesini dört gözle beklemiştik.

Kendimi yatağa atarak derin bir nefes verdim. Aynı şekilde İzel de yanıma sıçradı ve konuştu.

" Yorgunluktan ölüyorum "
Bende mırıldandım.
" Bacaklarımı hissetmiyorum. Hala yerlerindeler mi?"

Sorum üzerine İzel doğrularak bacaklarıma baktı ve elleriyle evet yaptı.

Diğer tarafıma da Melek uzandı. Kafamı yana çevirerek onu süzdüğümde, bizim aksimize tavanı inceliyordu.

Sanki çok eğlenceliymiş gibi..
Kapımız yavaşça çalınınca üçümüz aynı anda doğrularak kapıya baktık.

Sırayla konuşmaya başladık. İlk Melek başladı tabi.
" Sizce kim ? "
Sonra ben..

" Kesin bizimkiler. Gezide hınçlarını alamadılar, şimdi de üstümüze toprak atmaya geldiler "

Ardımdan da İzel.
" Ben açmayalım derim "
Bizim hemen arkamızdan Taner'in sesi duyuldu.
"Kızlar "

Tabi onun sesini duyan İzel , önüne çıkan her şeyi birbirine katarak kapıya koştu. Bende ayaklanarak ona yetiştim.

Kolundan çekiştirerek durdurduğum sırada bana döndü ve hızla cümlelerimi sıraladım.
" Hani açmayacaktık ? "

"Kararım değişti. Bu kadar yakışıklı bir çocuğa kapıyı açmazsam, yüce mevlam bu salağın kısmet kapısını sonsuza kadar kapatayım der. Sonuçta o göndermiş, ben tepmiş oluyorum. Günah."

Melek oturduğu yataktan kafasını bize uzatarak ' he he ' bakışları yolladı. Ardından iyice sinir etmek için konuştu.

" Kız kurusu gibi davranıyorsun "
İzel yapmacık bir şekilde Melek'in yanında duran lambayı işaret etti.

" Kafanda parçalarım onu "
Biz içeride kendimizi yerken , dışarıda beklettiğimiz Taner sabırsızca tekrarladı.

"Kızlar ? "
Bir yandan da kapıyı tıklatıyordu.

İzel onun sesini her duyduğunda yelkenleri suya indirse de benim için aynı şey geçerli değildi. Sabahtan beri onları çekiyordum.

Bütün aküm boşalmıştı sayelerinde. Bizden ses çıkmayınca Arda'nın sesini duyduk. Tabi onsuz olur mu hiç..

" Kızlar kızlar gelem mi ? Yanağınızdan öpem mi "
Arda'nın iğrenç esprisiyle birlikte bön bön kapıya bakıyorduk.

Diğerleri de bizim hissettiğimizi hissetmiş olacak ki erkenden susturdular. Birazcık daha devam etseydi, burada can verecektik genç yaşımızda.

Bizde İzel ile birlikte kapıyı açtık. Taner duvara yaslanmış duruyordu.

Caner de bir eliyle Arda'nın ağzını kapatıyorken, diğeriyle de bize el sallıyordu.

Açar açmaz yeniden kapatmaya yeltendim fakat Arda hareketlenerek içeri daldı. Odayı baştan aşağı zihnine kazıdıktan sonra kapı girişinde kalakalan bize baktı.

" Hadin kalkın mangal yapmaya karar verdik "
Bakışlarımı Taner'e çevirdim. Lakin onun yerine Caner yanıtladı beni.

" Akşam yemeğini kendi aramızda yapalım dedik "
İzel sanki cümleyi Taner söylemiş gibi ona bakarak hayranlıkla konuştu.

ALTACARILWhere stories live. Discover now