Ep 13

185 77 1
                                    

Ellerime değen kırmızı güller , tenime çarpan ılık rüzgar, etrafa yayılan kuş sesleri sayesinde bedenim tüm gerginlikleri uzaklaştırmıştı kendinden.

Adımlarım ritmini arttırarak etrafımda beni seyreden güllerin arasında koşturmaya başladı. O güzel güllerin kokusu..

Durun biraz bu gül kokusu değil.. Bu..
Gözlerimi hızla açarak burnumun direğini sızlatan ve kafama dayanmış ayağa baktım.

Daha sonra tüm vücudunu benim üzerime vermiş İzel'e kaydı gözlerim. Suratımı buruşturarak ona seslendim.

" Çek şu ayağını İzel. Kokudan zehirlendim resmen "

Onun yerine Melek mırıldanarak kolunu üzerime attığında, gece ikisinin arasında yatmayı seçtiğim için kızdım kendime.

Bildiğiniz işkenceydi bu.
" Hala uyuyor musunuz güzeller ?"

Çadırın içinde Çağrı'nın sesi duyulunca uyuklayan arkadaşlarımı unutarak yüksek sesle düşünmeye başladım.

" Çağrı'yı mı özledim acaba ? Yok canım neresini özleyeceğim o gereksizin "
" Sen nasıl çocukluk arkadaşına gereksiz diyorsun domuz kafa "

Kafamı çadırın fermuarlı kapısına çevirdiğimde otuz iki dişiyle utanmazca sırıtan ukalaya baktım. Yüksek sesle çemkirme sırasıydı şimdi de.

" Asıl sen izinsiz nasıl girersin buraya meta-beyin ! "
İzel dağınık saçları ve henüz tam kendine gelememiş bedeniyle doğruldu. Gözleri yarı açık bir şekilde Çağrı'ya bakıyordu.

" Basıldık mı noldu ?"

Arkadaşımın bu cümlesinden sonra suratındaki enerjik gülümsemesini silen Çağrı , elini alnına koyarak konuştu.

" Ya yemin ediyorum, şu kız kurusunun suratını görünce tüm enerjim içime kaçıyor. Saçları desen uzay modasına uygun durumda şuan. Neyse sonra onu laboratuvarda incelemeleri için bilim adamlarına teslim ederim. Şimdi göle gidiyoruz, hazırlanın bebekler "

Her zaman ki gibi beynini saçma sapan cümleler sarf etmek için kullanan Çağrı kafasını çadırdan çıkardığında oflayarak üzerimdeki kolları ve bacakları ittirdim.

Ardından ölü gibi yatan İzel ve Melek'i uyandırmak için çeşitli yollara başvurdum.

Örneğin saç çekme, çimdikleme, karga sesimle konser verme, bacaklarından çekiştirme, üzerlerindeki yorganı kaldırarak üşümelerini ve soğuktan ölüp ölmeyeceklerini test etme..

》》》

"Bence kızlarımızı dağıtalım. Dört tane de bot var zaten "

Arda'nın önerisi üzerine bön bön botlara bakmayı sürdüren bizi Ilgaz böldü.

" Çocuklar pek emin değilim. Hem güvenli de gözükmüyorlar. Ben kendi bedenimi ve bebek yüzümü bu yolda feda edemem. Siz gidin eğlenin. Ben de sırayla boğulmanızı buradan izlerim "

Cümlesinden sonra Alaz kızmasın diye ışık hızında yanımızdan ayrıldı ve göl kenarındaki plastik sandalyelerden birine çöktü.

O kadar hızlı oturmuştu ki sandalyeden kırıldığını belli eden bir ses duyuldu.

Düşme korkusuyla kalkarak yandaki sandalyeye oturdu ve eliyle ' siz harikasınız ' işareti yaptı.

"Bunlara gerçekten binecek miyiz ? Kusura bakmayın ancak bende Ilgaz ile aynı fikirdeyim.Herhangi bir güvenliğimiz olmadan bunlara binmem ben "

ALTACARILWhere stories live. Discover now