Önerilen şarkıyla okumanızı tavsiye ederim şarkı çok güzel
Gözlerimi beyaz duvarlı hastane odasında açtım. O kadar yorgundu ki bedenim. Uyumak istiyordum ama bir yandan da neler yaşadığımı, neler olduğunu ve Niall'a ne olduğunu merak ediyordum. Hafızamı zorladım biraz başıma bir ağrı saplandı. Vazgeçtim hatırlamaktan ama o an aklıma bembeyaz alanda kaybolduğum ve Harry'nin bana yardım ettiği geldi. Buruk bir gülümseme belirdi suratımda. Odanın kapısı açılınca kendime çeki düzen verdim. İçeri Niall girdi. Sanki yıllardır görmüyormuşum gibi bir duygu hissettim bedenimde. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. "Niall?" diyebildim sadece. O ise sıcacık bir gülümseme bahşetti bana.
"Niall ö-özür dilerim. Sana yaşattıklarım için çok üzgünüm. Yapmamalı-"
"Şşşş sakin ol bebeğim. Asıl ben özür dilerim. Düşümeden konuştum seni çok kırdım. Sen haklıydın. Peki beni affedebilecek misin?"
"Affetmek ne demek aşkım senin bir suçun yok ben o an ne yaptığımın farkında değildim."
Yaklaşarak dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. Dudaklarımın ne kadar kuru ve çatlak olduğunu o an farketmiştim. Kapı tekrar açıldı ve içeri Liam girdi.
"Karen bir ziyaretçin var. Önce bir onunla konuş sonra hasret gideririz olur mu?"
"Kim gelmiş ki?"
"Niall kardeşim sadece birkaç dakika verebilir misin?"
Niall huzursuzca kalktı ve odadan çıktı. Liam'da çıkınca bu sefer içeri Harry girdi. Ayakta zor durduğu belliydi. Yanındaki hemşire serum setini tutuyordu.
"Sizi görmek istediğini tutturdu engel olamadık Bayan. Buyurun siz konuşun. Harry, işin bitince seslenmen yeterli."
"Çok minnettarım size sağolun."
Hemşire gülümseyerek odadan çıktı.
"Nasıl hissediyorsun?"
"Yorgun ve suçlu."
"Karen ameliyattayken yani ben... çılgınca ama seni gördüm. Bembeyaz bir yerdeydik ve sen çıkışı bulamıyordun."
"Bende gördüm Harry. Senin beni kurtarmak için ne kadar uğraştığını gördüm. Biliyor musun? Senin sevgin ve inancın olmasaydı başaramazdım."
Elimi tuttu. Geri çekmedim nasıl çekebilirdim ki? Ona saygı duymam gerekirken daha çok kıramazdım. O kadar büyük bir sevgi besliyordu ki içinde imrenmiştim ona.
"Seni çok seviyorum unutma bunu. Herşeyi unut ama benim sevgimi unutma olur mu?"
"Unutmam, unutamam. Sana çok şey borçluyum."
"Beni sevdiğini söyler misin? Gerçek olmasada duymak istiyorum."
Gözlerime o kadar derin bakıyordu ki reddedemedim.
"Seni seviyorum Harry."
Gülümsedi ve hemşirenin adını seslendi.
"Niall'ı kızdırmayım sen ona aitsin. Hep onundun zaten."
Hemşire içeri girip Harry'nin serumunu aynı şekilde tuttu. Dışarı çıkarken döndü ve son bir kez daha baktı. Yüzündeki acıyı görememek imkansızdı. Ona bunu yaşatmak istemiyordum, yaşamak zorunda da değildi ama ısrarla kendine zarar veriyordu.
Düşüncelere dalmıştım ki dışarda bir gürültü koptu. Louis birine bağırıyordu diğer çocuklar kahkaha mı atıyordu yoksa ağlıyor muydu tam anlayamamıştım. Görebilmek için yatakta hafif doğruldum. O sırada kapı açıldı ve içeri sinirli bir Louis, dudak büzmüş bir adet Niall ve dalga geçerek gülen Liam ve Zayn girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-REAL DREAMS-
Fanfictionİlk aşk farklıdır. Yaşanmaya değer olan, karışık duygulara kapı açan aynı zamanda en çok acı veren ilk aşktır. Aşk imkansızı ister evet, peki ya ilk aşkın imkansızı seçerse? Ulaşılması en zor olanı. İşte o zaman sadece bakar ve onun başkasına gülüms...