Fazla kalabalık , leş gibi alkol ve ter kokan insanlar, giydiklerinin kıyafet olduğundan kuşkulandığım neredeyse çıplak kızlar ve yoğun renkli ışıkla birlikte yabancı olduğum ortamlardan birindeydim. Aslına bakarsanız tüm bunlar benlik değildi.
Evimde, battaniyemin altında romanlarıma gömülmüş olmayı tercih ederdim. Ama gel gör ki evimi paylaştığım iki canım arkadaşım ve sevgilim böyle ortamların hastasıydılar. Nerede olduğunuz pek fark etmezdi , onlara eğlence çıksın yeter.
İleride köşede oturuyorlardı. Dersim uzadığı için aralarına sonradan katılmak zorunda kalmıştım. Çoktan içkilerini almış yudumluyorlardı."Selam" diyerek Onat'ın yanına yerleştim.
"Nihayet aşkım ya." dedi fazla laubali bir şekilde.
"Benim vaktime göre ders anlatılmıyor Onat, üstelik bu ders proje için çok önemli biliyorsun." diye karşılık verdim. Beni beklemeden gelmesi sinirimi bozmuştu açıkcası.
"Evet, evet asla ekemezsin." dedi tavrını düzeltmeden.
Çaba harcadığım ödevlerimin benim için önemini anlamak istemeden sürekli vakit ayırmama verdiği tepki beni öfkelendiriyordu. Son zamanlarda bunun gibi ufak tartışmaları sık sık yaşıyorduk. Birde ek olarak değişen tavırları vardı. Bazen gerçekten tahammül edemiyordum. Cevap vermek adına ağzımı açtığım sırada Yeşim engel olup "Sesinizi şu gürültüde bile duyabiliyorum neyse ne hadi eğlenmemize bakalım" diyince bulunduğum ortamı bozmamak adına konuyu değiştirerek kendimi dizginleyebildim.
"Neden buradayız? Bir şeyleri kutluyoruz da haberim mi yok ?"
"Bu akşam değişiklik yapalım dedik sevgilim." diye cevap veren Onat'a istifimi bozmadan sadece kafa salladım. Yine pişkince birşey olmamış gibi davranıyordu. Sabırla nefesimi verdim. Pekala , öyle olsun.
"Kızlar hadi bizde biraz oynayıp kafa dağıtalım" dedi Sena. Etrafı kolaçan ettiğimde ileride Mert ve Cem'i görebiliyordum.
Çoktan iki kıza yapışmış dans etmeye başlamışlardı.
Yaptıkları şeye dans denebilirse tabi. Daha çok Arizona kertenkelesi çiftleşme dansına benziyordu. Yüzümde bir gülümseme peyda oldu. Cidden komik görünüyorlardı."Tamam biramı bitireyim kalkalım." diyerek Onat 'a döndüm sorarcasına.
"Ben buradayım siz keyfinize bakın. " dedi.
"Tamam o zaman haydi kızlar." diyerek ayaklandım.
Hep birlikte kalabalığın içine karıştık. Kendimize açtığımız küçük çember içinde bir bir etrafında dönüyorduk. Cemlerle dalga geçmiştim ama onlardan daha saçma dans ediyor olabilirdik şu an. Yeter ki hareket olsun , nasıl göründüğümüzün önemi yok kafasındaydık.
Biraz sonra sanırım on beş, yirmi dakika kadar olmuştu çünkü fazlasıyla yorulmuştum. Ben kalabalığın arasından çıkarken kızlar kendi alemlerinde kaldıkları yerden devam ediyordu.
Tam o sırada biri kolumdan çekerek beni insanların arasından daha hızlı çıkardı. İnsan kalabalığından kurtulur kurtulmaz beni çekenin Onat olduğunu görerek rahatladım. Önümde, hızlıca ilerliyorduk. Kafam karışmış ne olduğunu anlayamamıştım.
Uzun, odaların olduğu bir koridora soktu beni burası barın arka köşe tarafında yer alıyordu. Beni duyabileceği kadar sessiz olduğunu farkederek ona seslendim. "Onat nereye gidiyoruz ?"Yanıt vermeden yürümeye devam etti.
Bu sefer karşımıza çıkan merdivenleri çıkmaya başladık . Üst kata çıkar çıkmaz yine ilerlemeye devam ettik. En sonunda koridorun sonunda sağ taraftaki odanın dibine gelmiştik. Kaşlarımı çattım ve yukarı baktım. İki numaralı oda.
Ben henüz etrafımı iyice inceleyememişken anahtarıyla kapıyı açıp beni de kendisiyle birlikte içeri soktu. Daha Onat diyemeden beni kapattığı kapıya yaslayıp dudaklarıma yapıştı.
Ne halt yiyor bu?
Birkaç saniye sonra göğsünden itip biraz olsun uzaklaşmasını sağladım fakat işe yaramadı. Tekrar kuvvetle dudaklarıma yanaştı.