Merhaba arkadaşlar , günlerdir parça parça yazıyorum. Etrafım çok kalabalık ve bundan dolayı kendimi bir türlü yazdığım bölüme veremiyorum. En toparlanmış kısmı bu oldu , daha sonra beğenmediğim noktaları belki düzeltebilirim. Umarım beğenirsiniz , iyi okumalar 💋
Neden burada olduğumuzu biliyordum. Dün "Unuttuğun her şeyi hatırlamanı istiyorum." demişti. Kabullenmiştim. Ama beni bir ruh sağlığı merkezine getirebileceğini hiç düşünmemiştim.
Karşımdaki binaya bakmak beni hasta hissettiriyordu. Ben hasta değildim. Evet üzerimde olan şey bir sorundu ama asla hastalık değildi. Korkmaya başlamıştım, endişeleniyordum. Burada olmam ne kadar doğruydu?
Aren! Soğuk soğuk terlemeye başladım. Bu kadar çabuk mu pes ediyordum? Denemeyi düşündüğüm anda başım dönüyor sanki her an bayılacakmışım gibi hissediyordum.
"Aren!" dedim inlercesine. "Yapamam, şimdi değil. Daha hazır değilmişim ben!"Önüme geçerek görüş alanımı kapattı. Dehşet dolu bakışlarım gözlerini buldu. "Sonsuza kadar kaçamazsın Mehir. Emin olmasam, seni buraya getiremezdim. Yapabileceğini biliyorum. Ben sana güveniyorum" derken usulca saçlarımı okşuyordu.
Yutkundum."Korkuyorum. Ya her şey daha kötü olursa? Tamam, öğrendim ve kabullendim ama yaşanmamışlıkların acısını çekmek istemiyorum!" dedim yalvarırcasına. Bir yandan konuşurken diğer yandan kolundan tutmuş onu arabaya doğru çekiştiriyordum. İçimde yeşeren tüm korku ve endişeler bakışlarımı karşıma doğrulttuğum anda gün yüzüne çıkıyordu.
"Beni , Ereni hatırlamak istemiyor musun?" dediğinde duraksadım. "Anneni hatırlamak istemiyor musun?"
"Korkuyorum! Korkuyor muşum!" "Sen varsın artık Eren var. Ama her şeyi hatırladığımda isteyeceğim ve yanımda bir annem olmayacak." dedim. Bütün mesele buydu. Varlığını kabullenmiş , gördüğüm her şeyi kabullenmiş , onu özlüyordum. Ya her şey katlanılmaz bir boyut alırsa?
"Anıların olacak. Seni görüyorum Mehir. Dalıp gitmelerini, zorlanmalarını, gözlerindeki hüznü. Bana sarıldı. "Bunu senin için yapıyorum sevgilim."
Derin bir nefes aldım. "Çok korkuyorum. Ya yapamazsam? Hayal kırıklığına uğrayacağım. Eğer beceremezsem, üzüleceğim."
"Korkma. Ne olursa olsun biz yanındayız, hep olacağız. Sana gösterebileceğim bir sürü yer var. Bilmiyorsun ama o kadar çok yerdeyiz ki."
Omuzlarım düştü. Biraz olsun ikna olarak gevşedim. Kaçışım olmadığını biliyordum. Haklıydı. Belki şimdiye kadar yalnız olduğum için kendimi anılara kapatmıştım? Arkadaşlarım vardı ama kan bağı yönünden özünde kimse yoktu. Artık yalnız değildim ve her şey daha iyi olacaktı! Son kararımı vermiştim.
Ani kararlar verdiğimin adımlarım beni binaya yönlendirdiğinde farkına varmıştım. Tabiki bir saniyemin diğerine uymayışı Arenden kaynaklanıyordu.Binaya girerken , merdivenleri tırmanırken durmadan Arenin bana vurguladığı cümleyi tekrar ettim. Yalnız değilim ve her şey daha iyi olacak.
Psikiyatristin odasına girdiğimizde bizi kırklı yaşlarında bir kadın karşıladı. "Merhaba ben Sibel Alaz. Seni gördüğüme çok memnun oldum Mehir. Lütfen oturun." dedi bize geniş kanepeleri işaret ederek. Kendisi ise masasına geri döndü.
Gözlerimi hızlıca etrafımda gezdirerek girdiğim ruhsal durumdan kendimi çıkarmaya zorladım. Oldukça pahalı mobilyalarla dolu , renkli ve sıcak bir odaydı. Kim bilir Aren bir seansıma ne kadar servet ödeyecekti."Aren bey bana senden bahsetti. Ama ben yinede seni dinlemeyi daha çok tercih ederim." dedi Arene bakarak. "Seansıma yalnız devam edebilir miyim?"