Ortak salonumuzda kanepeye uzanmış pembe bulutlarımda zıplamakla meşgul iken kulağımda Sena'nın cırtlak sesi çınladı.
Sinirle onu duymazdan geldim. Bu salak yüzünden sevdiceğime bir teşekkür bile edememiştim zaten!
Sabah sabah bütün parti milletini panik etmişti. Dün'ü hatırladıkça cinlerim tepeme çıkıyor ama ses tellerine gelen zararı gördüğüm için de kızmaya bir türlü gönlüm el vermiyordu.
Tam benim romantik sevgilim şarkısını söylemeyi bitirmiş umutla benim göstereceğim tepkiyi beklerken ki ben dolu gözlerimle kucağına atlamak üzereydim, nasıl sevmezdim , bayılmıştım! Allahıma bin kere şükürler olsun, sesini sadece ben duymuştum. Bir de ünlü bir popçu olsa nasıl baş ederdim ben diğer kızlarla ? Olur mu olur valla , o sesini benden başkası asla ve kat'a duymamalı!
İşte o anda bahçeden korkunç bir çığlık sesi yükselmiş , biz neye uğradığımızı şaşırarak apar topar bahçeye koşturmuştuk. Haydi Aren giyinikti o neyse ne de peki ya ben ?
Şükürler olsun kilotumu üzerime geçirebilmiş ardından da çorapsız bir şekilde eteğimi üstüne çekmiştim ama o aceleyle ne yazık ki sütyenimin kopçasını bağlayamadığımdan bir köşeye fırlatmış onun yerine üzerime sadece kazağımı geçirmekle yetinmiştim.
Aşağı indiğimizde ise beni, bizi büyük bir şok bekliyordu çünkü Sena havuzda neredeyse boğulmak üzereydi! Bedenini suyun içerisinden çıkardığımızda yarı baygın oluşu hepimizi daha da endişelendirmiş ve Aren acil bir ambulans istetmişti. Hastanede girdiğimiz şekiller sonucu Sena'nın ses telleri haricinin sapasağlam olduğu sonuçlanmıştı.
Meğer bu benim aptal arkadaşım gece deli deli içmiş, dağıtmış sonra da terledi diye tam havuz kenarında serinlerken orada pelte misali uykuya dalmıştı. Sabahında da uykumda döneyim derken hemen yanındaki havuzu boylamıştı tabi!
Kızıyordum çünkü bizi çok endişelendirmişti, kızıyordum çünkü o kadar içmeye ne gerek vardı? Uzun uğraşlar sonucu bunu da dökülmüştü hanımefendi! Neymiş Eren partiyi bir lolitayla terketmiş, bu da olmadı diyerekten bizimki de vurmuş kendini içkiye , içkiye! Ve kızıyordum çünkü hem sabahımı rezil etmiş hem de beni Aren'e rezil etmişti. Evin halinin çöplük oluşu yetmiyormuş gibi bir de o kadar insan yarı ayık yarı sarhoş aile hastanelerine doluşmuştu. Yani resmen rezillik üstüne rezillik! Çocuk tüm bunlara benim yüzümden katlanmıştı, bu yüzden durumun ağır mahcubiyetini de ben hissediyordum.'Özür dilerim, lütfen affet Mehiir' diye mırıldandı tekrar kulağımın dibinde borazan sesiyle.
'Söz veriyorum bir daha böyle şey ler olmayacak.' dedi tekrar yalvaran bir ses tonuyla.
Gözlerimi tavandan ayırmayıp , sesini duymazdan gelmeye devam ettim.
'Yemin ederim yapmayacağım bir daha ya lütfen Mehir' diye tekrar yalvardığında 'Yeterli midir?' acaba diye düşünüyordum.
Titrek çıkan nefesini duyduğumda göz ucuyla kanepenin ucunda başını eğmiş Senaya baktım. Gözleri dolmuş, ha ağladı ağlayacak denilen kıvamdaydı.
Demek ki bu kadarı Yeterli idi.'Söz mü?' dedim hala göz ucuyla bakarken.
'Ekmek Kur'an çarpsın ki söz!'
Nihayet kendimi tutmayı bırakıp gülümsedim. 'Tamam affettim o zaman.' der demez Sena boynuma sarılmış bir saattir geriden biri izleyen Yeşim de gelip üzerime atlamıştı.
Benim biricik baş belası küfelerim!'Bize ne zaman söyleyeceksin?' dedi Yeşim kucaklaşmamız ardından üzerime dirseklerini koyup gözlerimin içine bakarak.
'Neyi?' dedim anlamamazlıktan gelerek.
Aynı anda Sena ile göz göze gelip birbirlerini onayladıktan sonra ben daha neler olduğunu düşünmeye bile yeltenemeden beni gıdıklamaya başladılar.
Kahkahalarım arasından nefes nefese 'Durun!' dediysem de durmadılar.
'Ya.durun.anlatacağım' diye zorla konuştuysam da yok dinlemiyorlardı.
Öküz gibi gıdıklıyorlar!