Okuldan eve geçtikten sonra kızlarla hep birlikte yediğimiz akşam yemeğinin ardından kendimi yataktan sonra en sevdiğim yer olan banyoya atmıştım.
Her ne kadar sevsemde girmeye ayrı , çıkmaya ayrı üşenirdim. İstisna olarak sadece regl tarihlerim, kendimi ekstra kötü hissettiğim için tek üşenmediğim zamanlardı. Sanırım şu anda da bir saati geçirmiş bulunuyordum.
Artık derimin daha fazla buruşmasına gönlüm el vermediği için çareyi vücudumu durulayıp çıkmakta buldum.
Duşakabin den soğuğa adım attığımda tir tir titreyerek etrafta bornozumu arıyordum.
Tüh , hadi ya!
Kirlendiği için kirli sepetine atmıştım geçen gün bornozu , daha da yıkamamıştım.
Titreyerek küçük dolabımdan saç havlularımdan en büyüğünü çekip aldım.
Kıyafetlerimi giyene kadar işimi görürdü.
Havluyu göğüslerimin üzerinden bedenime dolayıp saçıma da bir havlu sardıktan sonra kapıyı açıp odama geçtim.
Yatağımın üzerinde gördüğüm iri beden ilk başta birkaç saniye kapının dibinde şaşkınlıkla duraklamama sebep olmuş , ardından ise büyük bir çığlıkla eve açılan kapıya koşturmama yol açmıştı .
Ama , açamıyordum ! Kapı içeriden kilitlenmişti ! Refleks olarak dönüp hiç şemalini bozmadan aynı şekilde yatağımda yatan kişiye baktım.
Aren!
Odama en yakın olan Sena , karşıdan kapıya vurarak telaşla ' Ne oldu?' diye sordu.
Bu sefer telaşında haklıydı çünkü oldukça yüksek sesle bağırmıştım.
Sırıtarak bedenimi inceleyen Aren'e gözlerimi devirerek ' Bir şey yok sadece, böcek görmüşüm.' diye yalan attım .
Şimdi Aren'i görmüşüm desem , ne yapacağı belli olmazdı.
'Salak , bende içeriye yabancı, hırsız falan girdi sandım' diye söylendi Sena dışarıdan.
Her ne kadar yabancı ve ya hırsız değil Aren girmiş olsa da evet , kendisinin altıncı hissi kuvvetlidir!
'Yok bir şey , yok' dediğimde söylenerek odasının kapısını çarptığını işittim.
Yeşim yukarı da olduğu için çığlığımı duymamıştı bile kesin.
Öfke ve kafamda bir sürü merak ettiğim soru ile geriye hala pozisyonunu hiç bozmamış Aren'e döndüm.
Bu odama giren kaçak sevgili halleri de nereden çıkmıştı ? Bir buyumuz eksikti yani. Artık her gece her gece çıkar gelirdi herhalde. De içeri nasıl girmişti bu!
'İçeriye nasıl girdin sen ?'
'Camdan' dedi kaşlarını kaldırmış 'Bu mudur , bunu mu sordun yani?' der gibi bakarken .
'Anahtarı nereden bulduğunu soruyorum tabiki!' diye söyledim gözlerimi devirerek.
Yattığı yerden omuzlarını silkti.
'Bir çok eşyanın yerini biliyorum .'
Pislik , kim bilir hangi ara kollamıştı beni de anahtarı sakladığım yeri bilebiliyordu.
Ama ne diyecektim?
Sevgilin değil miyim , yaparım diyerekten üste çıkacağını adım gibi biliyordum.
O yüzden bu konuda da sıklıkla olduğu gibi bir son , bir netice göremediğimden konuyu değiştirmekte yararı gördüm.
'Neden buradasın?'
'Ki bu da diğer merak ettiğim soru idi .'
'Yanıma gel de anlatayım.'
