Bu bölümü ağlayarak yazdım. Karakterlerimin acısını en derinimde hissederek yazdım. Emeklerime saygı gösterir misiniz ? Beğeni yapmanıza gerek yok. Bölüm hakkında yorum yapın yeter. Bu sizden tek isteğim.
Ve bir de şunu söyleyeceğim. Bu hikayenin diğer bölümünde final yapacağım. Bu hikayenin ikincisini yazabilirim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar dilerim okurlarım. Değerlisiniz.
Hazan KARASU
Gözyaşlarım yanaklarıma süzülürken, başımı ellerimin arasından kaldırdım ve hemen yanımda oturan Mira'ya baktım. Bana kızarmış gözleriyle dikkatle bakıyor ve bir şeyler söylememi bekliyordu. Bu dün geceden beri bir saniye bile kapatmadığı uykusuz gözlerinden, endişeli yüzünden ve ıslak yanaklarından belliydi. Elimi yavaşça göz yaşlarına götürdüm ve sildim. O anda elimi tuttu ve dudaklarına götürüp defalarca öptü.
" Teşekkür ederim. " dedim kısık sesle. " Yanımda olduğun için, beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim... "
" Teşekkür etme Hazan. " dedi elleriyle göz yaşlarımı silerek. Kaşlarını çattı. Gözünden akan yaşları ve ağlamamak için büzdüğü dudaklarını umursamadan konuşmaya çalıştı.
" Sen gün gelecek öyle mutlu olacaksın ki, imrenileceksin... Öyle mutlu olacaksın ki Hazan... Bu güzel yüzünde mutluluk eksik olmayacak. Sana söz veriyorum. Seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim. Bundan sonra sadece mutluluktan ağlayacaksın... Senden tek istediğim daha güçlü olman... "
Başımı aşağı yukarı salladım ve Mira'ya sıkıca sarıldım. Sadece kendimi değil etrafımdaki insanları da üzüyordum ve bu benim yapmamam gereken son şeydi. Toparlanıp kendime gelmeliydim. Hiç gelmemiş birinin gidişine üzülmemeli ve o kişinin bu saatten sonra adını ağzıma almamalıydım.
" Keşke güçlü olmam için büyük bir nedenim olsaydı . Emin ol kendimi o zaman daha iyi hissederdim " dedim Mira'nın ellerini sıkı sıkı tutarken.
" Eminim öyle bir nedenin olacaktır Hazan. Sabret tamam mı ? " dedi gülümseyerek. Başımı aşağı yukarı salladım ve bende gülüşüne karşılık verdim.
" Bu arada " dedi kaşlarını çatıp gözlerini üstüme dikerek. ''O malum şahıs gittiğinden bu yana tam tamına üç kere bayıldın. Geceleri sana bir şey olacak diye ödüm kopuyor. Lütfen hastaneye gidelim. Olur mu ? ''
Mira'nın gözlerinin içine uzun uzun bakıyordum fakat kahverengi bir çift göz yerine kendi yansımama takılmıştım. Öyle bitkin görünüyordum ki. Onun gidişinin ardından tam tamına iki hafta yani koca bir on dört gün geçmişti. Şimdi de gün doğuyordu ve bu gün sayısı on beş oluyordu. Daha ne kadar devam edecekti kim bilir. Düşüncelerimden Mira'nın seslenmesiyle uyandım.
'' Hazan tatlım sana diyorum. Hastaneye gidelim. Tamam mı ? ''
Mira'nın beklentili yüzüne baktım ve başımı iki yana salladım.
'' Sorun yok canım. Sadece fazla uykusuzluktan. Ve pek yemek yemediğimden böyle oluyor biliyorum. Daha iyi olacağım. Söz veriyorum. ''
Mira her ne kadar Hastaneye gitmeyi istese de daha fazla ısrar etmedi. Bunu yapmayacağımı biliyordu. Evet. Son zamanlarda sık sık bayılıyordum ve kendime gelemiyordum. Karın ağrım ve mide bulantım oldukça fazla oluyordu. Bu yüzden yemek yiyemiyordum. Bu da haliyle bayılmama neden oluyordu.
'' Peki Hazan. Ama şimdiden söylüyorum. Eğer bir daha bayılırsan Hastane'ye gideceğiz. Anlaştık mı ? ''
Başımı aşağı yukarı salladım. '' Peki. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN VAKTİ - ZEMHERİ -TAMAMLANDI-
RomanceAdam Mavi-Yeşil gözlerini kadının dudaklarına çevirdi ve derin bir nefes aldı. Ardından elini kadının saçlarına götürüp kulaklarının arkasına itti. Adam her hareketiyle kadının kalp ritimlerini alt üst ediyordu. Adam zaten altüsttü. Bir enkaz. Adam...