4. LUNAPARK

9.4K 349 13
                                    


Hazan, gözlerini açtığında korkuyla etrafına bakındı. Buraya nasıl geldiğini düşündü. Dün, biranda üzerine öyle bir ağırlık çökmüştü ki arabanın arka koltuğuna geçip uzanmış, Poyraz'ı beklemişti. Uyuyakalmış olacak ki buradaydı. Burası Poyraz'ın evi olmalıydı. Hazan yataktan yavaşça kalktı ve etrafına bakındı. Geniş bir yatak odasıydı ve büyük ihtimalle Poyraz'a aitti. Siyah ve gri renklerinin ağırlıklı olduğu bir odaydı. Odada deniz manzarasını gören bir duvarı tamamen kaplayan sürgülü kapı vardı. Perdeler siyah düzdü. İnce perde hafiften açık sürgülü kapının arasından sızan rüzgârla uçuşuyordu. Yatak, odanın tam ortasındaydı. Yatağın tam karşısında deri bir köşe koltuk hemen yanında da mini bar vardı.

Odada garip olan şey şuydu ki iki basamaktan sonra perdeyle ayrılmış bir bölüm vardı. Arkasında çok önemli bir şey var gibiydi. Hazan, merakına yenilip basamakları çıktı ve perdeyi araladı. Şaşkınlıkla duvarı boydan boya saran yağlı boya tablolarına baktı. Ortası boş kalacak şekilde dikdörtgen bir alan oluşturuyordu tablolar. Dikdörtgenin hemen ortasında da elle çizilmiş bir resim vardı. O kadar güzel ve profesyonel duruyordu ki Hazan bir müddet gözlerini onlardan ayıramadı. Şaşırmıştı. Poyraz gibi bir adamın böyle cevherleri olabileceğini bilmek şaşırtıcıydı. Gerçi onu tanımıyordu.

Perdeyi kapatıp odadan çıktı ve uzun merdivenlerden aşağı yavaş yavaş inmeye başladı. Merdiven duvarlarında uzun boyda tablolar duruyordu. Evin mimarisi çok güzeldi. Hazan kendisi de bir mimar olduğundan bu işleri iyi biliyordu. Hiç yan yana gelmeyecek renkler farklı bir ahenk oluşturmuştu. Merdivenin sonunda muhtemelen Poyraz'ın çektiği doğa ve hayvan fotoğrafları vardı ve oldukça profesyoneldi. Hazan, büyükçe salona ilerledi. Hayvanımsı heykellerin olduğu büyük vitrinin önünde durdu. Her çeşit hayvanın heykeli vardı. Ayrıca vitrinin en altında doldurulmuş bir yılan derisi vardı ve oldukça gerçekçi duruyordu.

'' Bu kadarı korkutucu değil mi? ''diye mırıldandı Hazan sessizce. Vitrinden ayrılıp koltuklara doğru geçtiğinde televizyonun hemen karşısında, koltukta uyuyakalmış adama baktı. Yüzünde maske yoktu. Poyraz'dı. Hazan, ona doğru yaklaştı. Elinde, boş bir viski şişesi vardı. Hazan onu yavaşça elinden alıp masaya koydu. Gömlekleri kollarına kadar sıvanmış halde düğmeleri bağrına kadar açıktı. Gözlerinin altı hafiften morarmış ve kızarmıştı. Belli ki gece hiç uyuyamamıştı. Saçları dağınıktı. Ki bu halde bile oldukça çekici duruyordu.

Hazan, geri bir adım attı ve koltuğun üzerinde duran ince battaniyeyi alıp Poyraz'ın üzerine örttü. Ona karşı hissettiği bu değişik duyguların ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu. Ne olduğunu, kim olduğunu bilmiyordu ama sanki onu ilk gördüğünden beri içinde ılık bir nehir akıyordu.

Hazan, mutfağa doğru ilerledi ve Poyraz için bir tepsiye kahvaltı hazırladı. Daha sonra mutfaktan çıkıp odaya geri döndü ve Poyraz'ın giyinme dolabına ilerledi. Beyaz uzun bir gömleği almak için uzandığında yere düşen bir kartvizit gördü. Yerden alıp kartı okuduğunda kartın Poyraz'a ait olduğunu fark etti. Bir bar işletiyor olmalıydı. Hazan kartviziti ve gömleği alıp banyoya ilerledi. Duşa girmesi gerekti.

-.-

Poyraz, gözlerini zar zor açtı. Başının ağrısıyla doğrulmakta zorlanıyordu. Üzerindeki battaniyeyi aldı ve kenara koydu. Bunu kendisi mi örtmüştü. Başını iki yana sallayıp merdivenlere doğru ilerledi. Banyoya girmesi ve kendine gelmesi lazımdı. Odasına geçip banyoya ilerlediğinde kapıyı hızlıca açtı ve açmasıyla kapatması bir oldu. Çünkü içeride bir kadın havluyla öylece duruyor ve çığlık atıyordu.

'' Ne oluyor lan? '' dedi Poyraz. Hala daha sarhoş olup olmadığını düşündü. Değildi. Kendi evindeydi de içerideki kimdi? Doğru ya. Hazan... Onu tamamıyla unutmuştu. Dün gece onu buraya getirmiş yatağında misafir etmişti. Battaniyeyi örten de o olmalıydı.

HAZAN VAKTİ - ZEMHERİ -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin