Dönme dolaptan indiklerinden beri hiçbir şey konuşmuyorlardı. Özellikle Hazan'ın sersemleşmiş gibi bir hali vardı. Yüzü beyaza dönmüştü. Derin düşüncelere dalmış gibiydi. Poyraz bunu fark etmiş olacaktı ki Hazan'ı durdurdu.
'' İyi misin? '' dedi önüne geçerek. '' Bir sorun var mı? ''
'' İyiyim iyiyim sorun yok.'' dedi Hazan ve saçlarını geriye doğru attı. Boynundan yayılan bahar kokusu Poyraz'ın burnuna doldu.
Poyraz gözlerini kapatıp saniyeler sonra geri açtı. Hazan'ın kendine has kokusuydu bu. Bahar çiçekleri kokuyordu. Poyraz'a döndü. '' İçimde kötü bir his var sadece. ''
'' Ne gibi'' dedi Poyraz başını yana yatırarak. Hazan'ı anlamaya, onun aklından geçenleri bir bir okumak istiyordu. Deli gibi neler hissettiğini o da hissetmek istiyordu.
'' Önemli şeyler değil. Bugün her ne kadar kötü şeyler olsa da dönme dolap için sağ ol.'' Gülümsedi. '' Akşam olmak üzere gitsem iyi olacak.''
'' Tamam. Otoparka gidelim o halde. ''
Kalabalık dağılmış, etrafta insan kalmamıştı. İkisi de otoparka geldiğinde sessizlik hâkimdi.
'' Demek beni bir daha görmek istemiyorsun. '' dedi Hazan ve güldü.
'' Yapma Hazan. Başa dönmeye gerek yok. ''
'' Bazen fazla kırıcısın. Ne istediğin pek belli değil. '' dedi Hazan kaşlarını çatarak. '' Git gel haller zaten bana göre değil. Bir iyi bir kötü... Dost mu düşman mı... Zaten bugün beni kırdığın için buradasın değil mi? Son kez görüşebilmek için... ''
Poyraz cevap vermedi. Sanki Hazan'ın söyledikleri yumru gibi boğazına dizilmişti. Arabaya geldiklerinde Hazan Poyraz'a döndü ve kollarını iki yana açtı.
'' O halde kendine iyi bak Poyraz. '' Poyraz kendini Hazan'ın kolları arasında bulduğunda işte o güzel koku artık burnunun dibindeydi. Dudaklarını saçlarına gömdü. Hazan dudaklarını Poyraz'ın kulağına götürdü ve fısıldadı.
'' Görüşeceğiz Poyraz... ''
Ve... Bam!
Koca bir gürültüyle sarsıldı koskoca otopark. Hazan'ın ince bedeni Poyraz'ın kollarına yığıldı. Beyaz elbisesine yavaş yavaş yayılan kan kısa sürede tüm bedenini sarmaya başladı. Güçlükle nefes almaya çalıştı.
'' Hazan! ''
Poyraz bağırıyordu.
'' İyiyim.'' dedi Hazan. Gülümsedi. İyi miydi? Bu halinde bile fazla iyimser duruyordu.
'' Ne kadar da iyimsersin sen? '' dedi Poyraz telaşla elini Hazan'ın yarasına elini bastırarak. '' Seni götüreceğim. İyi olacaksın. ''
Poyraz Hazan'ı kaldırmak için hamle yaptığında telefonu çaldı. Bilinmeyen numaraydı. Açtı.
'' Ne var !! '' dedi Poyraz kükrer gibi. Aksine telefonun karşısındaki adam gülüyordu.
'' Poyraz... Poyraz... Fazla stres kimseye iyi gelmez... ''
'' Ne yaptınız siz ?'' dedi kaşlarını çatıp olanca gücüyle bağırırken. Hazan derin derin nefes almaya çalışıyordu.
'' Ne diyorsam onu yapacaksın Poyraz. Unutma bir bedel ödeyeceğini söylemiştin.'' dedi karşı ses.
'' Ne istiyorsunuz benden? Onun bir suçu yok. Bunu ona neden yaptınız?'' dedi Hazan'a bakarken. Güzel yüzü bembeyaz kesilmişti. Ve gözlerini kapatmamak için uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN VAKTİ - ZEMHERİ -TAMAMLANDI-
RomanceAdam Mavi-Yeşil gözlerini kadının dudaklarına çevirdi ve derin bir nefes aldı. Ardından elini kadının saçlarına götürüp kulaklarının arkasına itti. Adam her hareketiyle kadının kalp ritimlerini alt üst ediyordu. Adam zaten altüsttü. Bir enkaz. Adam...