2. MASKE

13K 472 15
                                    

POYRAZ KARAKURT

Başımı yastıktan kaldıramayacak kadar yorgundum. Nerede olduğumu bile kestiremiyor olmam sabaha kadar çalışmamdan ve bir an olsun dinlenmememden kaynaklanıyordu. Bugün bir mülakatım vardı ve kalkmalıydım. Dövüş kulüplerinden birinde uzun zamandır eğitim alıyordum. Lisansımı yakın zamanda elime aldığımda profesyonel anlamda eğitim vermeye başlayabilecek ve hatta kendi iş yerimi açabilecektim. Bu benim için kolaydı. Zor olan bendim. Yaşantım legal işlere pek uymuyordu. Ayriyeten uzun zamandır eğitim koçumdan gizli yer altı kafes dövüşlerinde dövüşüyordum ve bu işi çok seviyordum. Bana kendimi iyi hissettiriyordu. Bağımsız ve özgür olduğumu hatırlatıyordu. Ayrıca kural tanımak istemeyen yapım bütün kuralları yok sayan kafes dövüşünce can buluyor gibiydi.

Öyle ya da böyle ani bir hızla yataktan fırlayıp duşa girdim. Salona gidip en azından bir saat bile olsa antrenman yapmalı ve ısınmalıydım. Havluyu sırtıma geçirdim ve iyice kurulanıp kendimi dışarı attım. Salona vardığımda beni karşılayan Özgür'dü. Herkesin hayatında olması gereken nadir bir insandı Özgür. Kimseye bulaşmaz ve kimseyle derdi olmazdı. Zor sinirlenir kolay affeder ve çokça da saftı. Her şeyin yanında onun zekâsı tartışılmazdı. Onunla her konuda yarış halinde olunabilirdi fakat onu aptal yerine koymak asıl aptallık olurdu.

Özgür beni görür görmez sarıldı ve elini omzuma atıp sıvazladı.

'' Yorgun görünüyorsun ama haklısın. '' dedi ve nefes bile almadan devam etti. '' Biliyorum. Dün bara gelmediğim için sabaha kadar tek başına çalışmak zorunda kaldın ama sana neden gelmediğimi açıklayabilirim. Telefonum kapalıydı. Evet. Şimdi diyeceksin ki madem telefonu kullanmıyorsun neden yanında taşıyorsun? Haklısın. ''

Sözünü kesip araya girdim.

'' Özgür. Ne saçmalıyorsun kardeşim? ''

Özgür omuzlarını düşürdü.

'' Dün gelmedim ya hani... ''

'' Olabilir. Benim genelde yaptığım şey bu. Kendini bu kadar üzme. '' Omzuna iki kere vurdum ve içeri girdim. Dolaplara ilerleyip içinden bir yüz havlusu çıkardım. Peşimden geldi.

'' Doğru ama sorumlu hissettim kendimi. ''

'' Hissetme. '' dedim gülümseyerek. '' Hem bak. Belli ki kendine zaman ayırmışsın. Yüzün aydınlanmış. Bahse varım sabaha kadar uyudun. ''

'' Aslında... ''

'' Yüzünde yastık izi var Özgür. Tabi bunu başka biri yapmadıysa... '' Ortak salona doğru yürürken Özgür yine peşimden geliyordu.

'' Bunu nasıl anlıyorsun? Ayrıca uzun zamandır dışarı çıktığımız mı var? Biraz dışarı çıksak? İnsan yüzü görsek? Belki yastık izinden kurtuluruz. Ne dersin? ''

Elime geçirdiğim eldivenleri sıktım ve kum torbasına vurmaya başladım. Özgür hala konuşuyordu.

'' Bugün maskeli parti varmış. Şirketler arasında bir parti ama tanıdıklar bizim için de iki bilet ayarladı. Ne dersin? ''

'' Maskeli parti ve ben. Öyle mi Özgür? ''

'' Evet. ''

Durdum ve Özgür'e döndüm.

'' Neden tüm gün uyudun? Önce onu söyle. '' dedim kaşlarımı çatarak. '' Problem iş değil. Onları kendim halledebilirim ama söyle bakalım. Sorun neydi? ''

'' Savaş canımı sıktı biraz. Mülakatlar yaklaştığından beri uğraşıyor. Yine benimkiler hakkında atıp tuttu. Bel altı vurmaya çalışıyor ama sabrediyorum. Bu sefer biraz ağırdı. Kız kardeşimle birlikteymiş. Öğrendiğimde çok geçti. Derdi kız kardeşim değildi. Bendim. Bu yüzden kavga ettik. O bana sürekli berbat aile düzenimi hatırlatıyor ve bende sürekli düşünüyorum. Bu kadar. ''

HAZAN VAKTİ - ZEMHERİ -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin