Doktor CivanımAncak ikindi vaktine doğru bıraktı Zümrüt'ü Şiraz ama bıraktığında Zümrüt o kadar halsiz ve bitkindi ki bu halde olmasa daha sürdürebilirdi Şiraz kestiği cezasını ama kıyamadı karısına. Bu kıyamamış haliydi!
O kadar nadirdi ki onun merhametli yanını görmek insan şaşırıyordu böyle zamanlarda. Zümrüt'te şaşırmıştı ama rahatlamıştı da duş almaya bile mecali yoktu yeni gelininin canı da çok yanıyordu ilk gecesinde bile bu kadar çok canı yanmamıştı aslında o ismini ağzına alamadığı, utandığı, vücudundaki malum bölge çok kötü acıyordu. Şiraz çıplak olarak yanında yatıyor bir yandan da Zümrüt'ün çıplak karnını okşuyordu ona sarılmış halde. Zümrüt Şiraz'a belli etmeden canının acısını gidermek istiyordu ama başarılı olamayacağını o da çok iyi biliyordu.
Belki canının yandığı malum yer geçer diye sırt üstü döndü ama bu dönüş anı oranın daha beter sızlamasına neden olmuştu canının yanmasıyla sıkıca yumdu gözlerini ve istemsizce Şiraz'ın çıplak göğsüne yasladı başını.
Şiraz bu ani dönüş ve verdiği tepki ile ne olduğunu anlamak istercesine ona baktı ama bir yanıt alamadı Zümrüt gözlerini sıkıca yummuştu. Şiraz,'belki de uyumaya çalışıyordur' dedi içinden kendi kendine.
Ama bir yandan da emin olmak istiyordu çünkü Zümrüt hiçte iyi görünmüyordu. Dayanamayıp sormaya karar verdi, böyle hiç bir şey bilmeden durmak canını sıkmaya başlamıştı.
"Neyin var Zümrüt?" dedi daha fazla dayanamayıp.
Zümrüt aniden gözlerini açtı onun farkında olmadığını sanmıştı, ama yanılmıştı işte yanakları al al olarak daha çok gömdü başını ağasının göğsüne.
"Utanma, hadi söyle bana"dedi sesini biraz yumuşatmaya çalışarak.
Zümrüt başını kaldırarak baktı kocasına ve fısıldayarak konuşmaya başladı.
"Ağam acıyor"
"Neren acıyor?"dedi endişeyle farkında olmadan kaşlarını çatmıştı.
Zümrüt pancar gibi oldu birden.
"Hadi Zümrüt söyle neresi acıyor? Canını mı yaktım?"
"Yok, ağam olur mu öyle şey?" dedi birden korkuyla, onun bu anlayışlı halinden uzakta kalmak daha fazla acıtacaktı canını biliyordu çünkü işte bu nedenle de korku basmıştı minik yüreğini.
"Korkma, benden korkma Zümrüt şimdi söyle bana fazla sabırlı adam değilimdir bilirsin" dedi bu kez sert bir sesle.
"Orası acıyor ağam"
"Neresi Zümrüt?"
Zümrüt daha da beter kızardı nasıl anlatacağını düşünüyordu.
Şiraz ise onun artık bir cevap vermesini bekliyordu, sabrı taşıyordu ama onu daha fazla korkutmakta istemiyordu beklemeye karar verdi en sonunda, nasılsa söyleyecekti kaçarı kurtuluşu yoktu.
"Hani içime girdiğin yer var ya ağam, orası işte orası çok sızlıyor. İlk gecede bile bu kadar canım yanmamıştı" dedi dolmuş gözler ve kırmızı yanaklarla. Şiraz elini kaldırdı ve onun kırmızı yanaklarına dokundu.
"Benim yüzümden" dedi suçunu kabul edercesine başını eğerek.
Zümrüt hiçbir şey diyemedi sadece baktı.
"Hadi kalk giyinelim de seni hastaneye götüreyim"
Zümrüt panikle "olmaaaz" deyiverdi.
Şiraz kaşlarını çatıp, "Neden olmazmış Zümrüt?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT-TAMAMLANDI
RomanceURFALI SEVERSE BÖYLE OLUR ZÜMRÜT! YANGINIM KOR YEŞİLİ OLUR! SEVDAM TAN KIRMIZISI OLUR! Sonuna değin değil SONSUZA değin olur! Urfalı severse adı Şiraz olur! Anlatılansa dilden dile gezen DESTAN olur! Ya o Urfalı'yı da seven bir Urfalı çıkarsa...