Ertesi gün hem Şivan'ların konağında hem de Zelal'lerinkin de yoğun bir seferberlik yaşanıyordu. İki ayrı konakta da kız isteme töreninin stresi sarmıştı herkesi.
Bir tek Zümrüt rahatındaydı, sedirlere kurulmuş heyecanla koşturanları izliyordu. Yanına yaklaşan Şiraz'ın gölgesiyle başını kaldırdı gülümseyerek.
"Güneşimi engelliyorsun"
"Biliyorum gelin ağam"
"Niye çekilmiyorsun o zaman?"
Şiraz hareket etti ve onun yanına oturdu.
"Senin odamızda, çocuklarımızın yanında olman gerekmiyor mu?"
"Hayır, çünkü onlar uyuyor. Ben de sıkıldım, aşağıya inmeye karar verdim.""İyi ettin, burada sıkılmaya başlamıştım ben de zaten."
"Yukarı gelseydin."
"İçeri girmem yasaktı. Annem sağ olsun, ömürlük kadın. Ayak altında dolaşıyorum diye beni kapı dışarı etti. Senin yanına gelmeye niyetlendim, bu sefer de ayakkabılarım pismiş diye içeri almadı, kaldık mı dışarıda!"
Güldü Zümrüt.
"Bu arada sen nasıl çıktın dışarıya?"
"Annenin beni gözü görecek hali yok, onun başı Şimal'le belada zaten. Şimal çok heyecanlı, ben sakinleştiremedim. En iyisi annesini çağırmaktır dedim, onu buldum o yukarı çıktı ben de dışarı. Nasıl taktik ama?"
"Şahane, tıpkı senin gibi" dedi onu aşağıdan yukarıya çapkın bakışlarla süzerek.
Zümrüt kıpkırmızı yanaklarıyla eğdi başını aşağıya, şiraz onun bu tavrıyla güldü ve yanına oturup bir kolunu omzuna attı. Zümrüt daha fazla kızarmak mümkünse eğer, bunu başardı.
"Benden hala utanman beni mutlu ediyor gelin ağam."
"Şiraz" dedi uyarırcasına
"Ne var yani insan karısıyla uğraşamaz diye bir kural mı var?"
"Evet, var ben koydum"
"O zaman bende kurallar korum gelin ağam"
"Ne gibi kurallarmış bunlar?"
"Senin pek hoşlanmayacağın türde kurallarmış gelin ağam"
Zümrüt daha da beter kızararak başını kaldırdı ve Şiraz'a baktı, Şiraz ise keyifle gülümsüyor ve ona göz kırpıyordu.
"Benimle dalga geçiyorsun değil mi?"
"Hayıııııır!" Dedi şiraz
"Şiraaaaaz!!!!"
"Tamam, tamam sustum"
"Yo susmasan da olur" dedi birden cilveli cilveli
Şiraz onu ilk kez görüyormuşçasına baktı. Zümrüt ise tüm utangaçlığını geride bırakmışçasına aniden kocasına baktı ve cezbedici bir şekilde gülümsedi. Şiraz şaşkındı ancak hemen fark etti karısının aklındakini ve bu yüzden önce kaşlarını çattı numaradan hemen sonrada onun o düzgün burnunu sıktı.
"Seni gidi numaracı senii"
"Ne numarasından bahsediyorsun?"
"Aklın sıra beni kudurtacaksın ve kaçacaksın değil mi?"
Zümrüt aniden alev alev yanmaya başladı ve kızarmakta ne kelime mora çaldı utançtan, etrafına bakındı hemen sonra hiç kimsenin bu konuşmayı duymamış olmasını dılıyordu. Sonra da şimşek misali gözlerini kocasına sabitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT-TAMAMLANDI
DragosteURFALI SEVERSE BÖYLE OLUR ZÜMRÜT! YANGINIM KOR YEŞİLİ OLUR! SEVDAM TAN KIRMIZISI OLUR! Sonuna değin değil SONSUZA değin olur! Urfalı severse adı Şiraz olur! Anlatılansa dilden dile gezen DESTAN olur! Ya o Urfalı'yı da seven bir Urfalı çıkarsa...