12

10.8K 606 22
                                    

Zümrüt elinde tüfek hala nöbet tutuyordu. Dışarıda adamların sesleri geliyordu. Etrafa koşturanların sesleri sanki önünde yaşanıyor gibi rahatlıkla duyuluyordu. Bir iki kez kapının gümbürdediğini duymuştu Zümrüt. Ama başka hiçbir tepki alamamıştı. Kendi de yerinden kalkmamıştı ta ki kapı tamamen açılıp uzun boylu, heybetli bir adam içeriye girinceye kadar öylece pusuya yatan aç kurtlar gibi beklemişti Zümrüt.

Kocasını gördüğünde rahatlamıştı, bunu duyumsadığında ise rahatlayan yüz hatları gerildi. Sanki bu kötü bir şeymiş gibi hissetmişti.

Şiraz ise karısını tüfekle gördüğünde şaşırmadı. Aksi olsaydı şaşırabilirdi o. Ama bu görüntü onu gülümsetmişti. Yarasını gelirken şöyle bir sarmalamıştı ama şimdi yeniden kanıyordu.

Bakışlarını karısından çekip koluna odakladığında sinirli bir ses duydu.

"Yine mi?"

Gözlerini ona çevirdiğinde Zümrüt daha doğru düzgün bir cümle kurabilmişti. "Yine mi yaralandın?"

"Evet" dedi gülerek.

"Geç içeriye, geç" diyerek oflayarak onu ittirmeye başladı.

Şiraz ise bu gece ilk kez keyifliydi. Zümrüt yine onunla ilgileniyordu işte...

Yarasını temizleyip, sardıktan sonra yatırmıştı Şiraz'ı Zümrüt bin bir sözle ancak hala rahat durmuyordu Şiraz.

"Yatmak istemiyorum Zümrüt, kalkmam gerek."

"Hayır, efendim, hiçbir şey gerekli değil. Uyumalısın. Güç toplayabilmen için dinlenmen gerek" dedi eli belinde.

"Sende yanıma gelirsen uyurum söz" dedi gülümseyerek.

"Hiç sanmıyorum Şiraz ağa" dedi tebessüm ederek. Sonra gözleri camdan dışarıya uzaklara daldı, Şiraz da onun bu bakışlarını yakalamıştı.

"Neyin var?"

Zümrüt ona dönmeden konuşmaya başladı. "Korkuyorum"

"Sen mi?"

"Evet, ben ne olmuş yani korkamam mı?"

"Neyden korkuyorsun?"

"Gelecekten..."

"Gelecek güzel günler getirecek"

"Öyle mi dersin?"

"Evet"

"Ben emin değilim"

"Ne demek istiyorsun Zümrüt?"

"Gelecek, kan getirecek, ölüm getirecek karnımda çocuğumuz var, senin canını taşıyorum ve ben onun için endişeleniyorum. Karadağ'lılar kan istiyor, dökülen kana karşılık can istiyor. Her köşede canımdan çok sevdiğim insanlar var. Dicle hamile, Pejan tetikte, Mirza aşiretin ağası düşmanlarımız ilk onun üzerine gidecek, ona bir şey olursa yerine Amraz geçecek, eşleri gözyaşı dökecek, Zelal'lerden Zaza şimdiden vuruldu, gözünü kan bürüdü, Şivan'lar desen daha beter. Bir yanda Rojin kadar sevdiğim Şimal, diğer yanda sen. Sen gidersen yerine kim geçecek? Bana, bize ne olacak Şiraz?"

Şiraz yerinden doğruldu komodinin üzerinden biraz evvel bıraktığı silahını aldı ve beline taktıktan sonrada onun yanına geldi. Onu güldürmeye çabalayarak konuştu.

"Benim için üzülmene gerek yok. Ne de olsa sevdiklerinden değilim öyle değil mi Zümrüt?"

Zümrüt derin bir iç çekti ama cevap vermedi. Oysa biliyordu Şiraz cevabın ne olduğunu direkt olarak söylemese de az evvel itiraf etmişti kadını. Onu da sevdiklerinin arasına koymuştu. Şiraz çok, çok mutluydu.

ZÜMRÜT-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin