Şiraz ağa kendini toparlamaya başlamıştı, ayaklanmış konakta dolaşıyordu. Aradan geçen dört günün sonucuydu bu ayaklanış. Konak çok kalabalıktı, korunmak zorunda kalan tüm hısımları yanlarındaydı. Hasımlarına karşı birlik olmuşlardı ya daha ne isterdi.
Zümrüt kolunda onu konak da dolaştırırken yandan yandan gülümsüyordu Şiraz ağa. Çünkü karısı sinirden kuduruyordu resmen. Zaza'nın kardeşi Dürşan ZELAL konaktaki tüm kadınları çileden çıkarıyordu anlaşılan. Hoş bir durum değildi aslında, evli olan her kadının kocasına sarkıntılık ediyordu, Zaza'ya bir şey diyemiyorlardı Erdek'ler. Ama Şiraz karısının daha fazla sinirlenmesini istemediği için buna bir dur demek gerektiğini düşünüyordu, diğer yandan kıskanç Zümrüt'ü izlemek de çok güzeldi. O yüzden de susuyordu şimdilik Şiraz ağa...
Az önce kapıdan çıktıklarında cilveli cilveli yaklaşmıştı Dürşan, geçmiş olsun dileklerini son iki gündür yinelediği gibi yine yinelemişti, kırıta kırıta yürürken bir de şuh kahkaha atmıştı delice bir cesaretle, Zümrüt şaşkınlıkla bakmıştı ona, Dürşan'ın ise hiç umurunda olmadan önlerinden hızla geçip Mirza'nın yakasına yapışmıştı.
Heja, yerinde kıpırdamıştı sinirle, Mirza uzaklaşmak için yana çekilince de üzerine doğru gitmişti Dürşan, en sonunda da kaçmıştı resmen Mirza yerinden kalkıp karısının yanına geçmişti. Dürşan ise hiç somurtmadan dahi şöyle etrafına bakınıp hemen Amraz'a yönelecek iken Havin'in ani çıkışı ile duvara çarpmış ve tek kişilik koltuğa oturmak durumunda kalmıştı.
Bayanlar gülerek Havin'i kutlarken kocaları kendilerini sıkıyordu gülmemek için. Çok hoşlarına gitmişti bu halleri, daha önce hiç görmedikleri bir şeydi bu onlar için. İçeriye Pejan ile Dicle girdiğinde gülen yüzler ciddi bir hal almıştı, sıkıntılıydı Dicle'nin yüzü, ama birden Dürşan'ın Pejan'a bakıp "ahh şu pazulara bak ne kadar sert bir erkeksin sen öyle, haşin ve sert erkeklere bayılırımmm" demesi ve kirpiklerinin ucundan bakarak gülmesi ile tüm konak kahkahaya boğulmuştu. Bir tek Dicle köpürüyordu, sinirle Dürşan'a döndüğü anda yukarı kattan hızla inen diğer Zelal'leri görmesi ile susmuştu.
Kahvaltı bu şekilde başlamıştı, devamında Dürşan suskun kalmıştı çünkü ailesinin diğer üyeleri masadaydı, onların yanında hanım hanımcık bir kız hallerini sergiliyordu ama onlar yokken tüm hafifmeşrepliğini ortaya koyuyordu. Konaktakiler onun bu haline alışamamıştı bir türlü, zaten ne olduysa dünden bu yana olmuştu.
Dürşan, zamanında Mirza'ya gönlünü vermişti, işler yolunda giderken, Zaza kardeşini Mirza'ya vermenin mutluluğunu yaşarken Zümrüt'ün ani çıkışı ile her şey toz duman olmuş ve yıkılmıştı gelecek temennileri. Zaza ne olduğunu anlayamamıştı ama Dürşan baştan beri kendisini hiç istemeyen Zümrüt'ün bu olanlarda bir parmağı olduğunu anlamıştı. Mirza özür dileyerek Dürşan'ı bırakmıştı, kimse de iki aile içinde olan bu durumdan haberdar olmadığı için kolay olmuştu ayrılmaları. Ama Dürşan unutmamıştı bunu, şimdi ise ondan intikam almak adına elinden geleni yapıyordu.
Zümrüt'ün kocası Şiraz ağaya meylediyordu sürekli, ama adamdan bir yanıt alamamıştı henüz. Adam o kadar sert duruyordu ki iki kahkahanın ötesine bile geçememişti, ama Zümrüt'ün bakışları ve davranışları onu ne kadar sinirlendirdiğini gösteriyordu ve bu da onu çok mutlu ediyordu. Hamile olduğu için biraz çekiniyordu gerçi ama yine de yaptıklarından vazgeçmek istemiyordu.
Diğer yandan Mirza'yı yeniden görmek ve ona bu kadar yakın olmak içinde söndüğünü sandığı ateşi yeniden körüklemişti. Zümrüt'ü sinir etmek için yaklaştığı gibi yaklaşmıyordu Mirza'ya. Evet, onun da karısı sinir oluyordu ama Mirza onun sevdiği idi. Eğer kız kardeşi ambargo koymuş olmasaydı ilişkilerinin üzerine şu anda Heja'nın yerinde o olacaktı ve belki de çoktan bebekleri bile olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT-TAMAMLANDI
RomantizmURFALI SEVERSE BÖYLE OLUR ZÜMRÜT! YANGINIM KOR YEŞİLİ OLUR! SEVDAM TAN KIRMIZISI OLUR! Sonuna değin değil SONSUZA değin olur! Urfalı severse adı Şiraz olur! Anlatılansa dilden dile gezen DESTAN olur! Ya o Urfalı'yı da seven bir Urfalı çıkarsa...