Bunu bilmem kaçıncı kez söyleyişim biliyorum ama gecikmeler için özür dilerim. Sınavlar , ödevler derken hiç vaktim olmadı. Ama daha öncedende söylediğim gibi kitabı tamamlayacağım. İyi okumalar...
Scarlett ' ın Ağzından
Mark bana pis sırıtışıyla bakarken Jeremy yanıma geldi. Mark ' a sinirle bakarken :- Burada ne işin var ?
Mark cebinden bir kağıt çıkartıp :
- Sana vermesi için bunu Robert'a verecektim ama madem sen buradasın al.
Jeremy , Mark'ın uzattığı kağıda bir süre baktıktan sonra aldı. Sonrada kapıyı Mark ' ın suratına kapattı. Koltuğa oturup mektubu okumaya başladı.
Jeremy'nin Ağzından
Mektubu açıp okumaya başladım ;
" Senin yüzünden en iyi 3 ve gereksiz 2 adamımı kaybettim. Neyse , biri gider diğeri gelir. Talimatları iyi anlıyorsun. Şimdiki adres Teksas..."
Mektubu okumayı yarıda kesip, buruşturup attım. Scarlett :
- Şimdi nereye gidiyoruz ?
- Bu adam oyun oynuyor. Şimdi de Tesas ' a gönderecek. Orada yine bir oyun düzenleyip , bizi bir daha buraya gönderecek.
- Öyle mi yazıyor ?
- Tabiki öyle yazmıyor. Yazmıyordur herhalde , zaten hepsini okumadım.
Scarlett , buruşturup attığım kağıdı alıp okudu ve bana uzatıp:
- Bence okumalısınız.Kağıdı alıp okumaya devam ettim ;
" Teksas ' a çabuk gitsen iyi olur. Anneni hemen kurtaramazsan hem bombayla ilgili bilgileri , hem de ' anneni ' kaybedebilirsin. "
Şerefsiz !
Hemen oturduğum yerden kalkıp ceketimi aldım. Kapıyı açtığımda elinde yemek poşetleri olan servisçi adamla göz göze geldim. Cebimdeki bütün parayı adamın eline tutuşturup çıktım. Scarlett adama " Sen ye ." derken adam bize mal mal bakıyordu. Hemen kapının önündeki araca binince gazladım. Cebimden telefonu çıkarıp Scarlett ' a uzattım ve :
- Yüzbaşını ara. Hemen uçak hazırlasın.
Kafasını olumlu anlamda sallayıp telefonu aldı. Yüzbaşını arayıp söylediklerimi aynen söyledi ve bir şeyler konuşup kapattı. Bana dönerek :
- Sabiha Gökçen Havaalanı ' na gidecekmişiz.
- Tamam.
- Şey bir de siz bana Kartal ' a gideceğiz demiştiniz ama gitmedik.
- Türkiye ' ye dönünce gideriz.
- Tamam.
. . .
Hemen bizi bekleyen uçağa bindik. Sinirden elim ayağım titriyordu. Adam resmen zayıf yönlerimi kullanıyor. Hemde şuan en zayıf yönümü kullanıyor. Duygusal bir adam değilim , hiç bir zaman olmadım. Birçok olay yaşadım ama gözümden tek bir damla yaş akmadı. Ama söz konusu annem olunca kendimi savunmasız bir kedi yavrusu gibi hissediyorum. Bu dünyada sadece annem için gözyaşı döktüm ben. Şuan desen dokunsalar ağlayacak durumdayım.
Yerimde duramıyordum. Ayağa kalkıp önümdeki sehpaya tekme attım ve sehpa Scarlett ' ın ayağına düştü.
- İyi misin ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE GÖREV !
Teen FictionKendini göreve adamışken karşısına çıkan kadınla bütün hayatı değişir. Görevinden bile onun için vazgeçer. Ve bir gün her şeyin yalan olduğunu öğrenir . Yıllar sonra hayatının gerçek aşkıyla karşılaşır ve O kadın ona hayatının bütün gerçeklerini ger...