O Benim Karım

88 8 0
                                    

İyi okumalar....

-------Scarlett'ın Ağzından------

Yüzbaşı :

- Scarlett ne saçmalıyorsun sen ? Ne Dolunay ' ı ?

Kendimi toparlayıp :

- Efendim ben sizi durumdan haberdar ederim. Şimdi kapatmam lazım.

Telefonu yüzüne kapattığım için bir ton azar işitecektim ama şuan umurumda değil. Çünkü az önce Dolunay , Jeremy ' nin odasına girdi.

Odaya doğru yürüdüm. Kapının önünde içeriye girip girmemek için kalbimle beynim kavga ediyorlardı. En sonunda uzlaştılar ve kapıyı aralayıp Dolunay'ı dinlemeye karar verdim.

Sessizce kapıyı araladım. Dolunay ağzındaki maskeyi aşağıya indirmiş , Jeremy ' nin eline doğru eloni uzatıyordu ama tutmuyordu. İkilemde kalmış gibiydi. En sonunda elini tuttu. O an yağmurlar altında kalmış gibi hissettim. Dolunay , diğer eliyle Jeremy'nin saçlarında elini gezdirdi ve " Aşkım lütfen beni bırakma , gitme. Ben hiçbir zaman gitmedim , hep kalbindeydim. Sadece kaybolmak zorundaydım" dedi. Duyduklarımdan sonra üzerime yağan yağmurlar fırtınalara döndü. Ağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum şuan.

Ama ben anlamadım. Şimdi bunlar Dolunay'ın yüzünden mi ayrıldı? Yoksa Dolunay , Jeremy'i terk mi etti ? Off banane yaa... Şuan önemli olan Jeremy'nin elini tutan Dolunay! Resmen canım yanıyor şuan. Yok benim bu anı bozmam lazım. Yoksa daha fazla dayanamayacağım.

Kapıyı kapattım ve aniden açtım. Dolunay beni görünce elini çekti. Resmen rahatladım şuan. Dolunay ayağı kalkıp :

- Bir şey mi oldu?

- Yok hayır olmadı. Ben seni camdan görünce...

- Anladım. Ben gideceğim de , o yüzden gitmeden bir göreyim dedim.

Son kez Jeremy ' e bakıp bana doğru yürüdü. Kulağıma yaklaşıp :

- Ona iyi bak ve sakın üzme .

- Üzmem.

Bu kelime ağzımdan istemsiz çıkmıştı. Ben zaten onu neden ve nasıl üzeyim ki ? Neyse artık. Yok be neyse falan değil! Belliki Dolunay , Jeremy'i üzmüş. Benim Jeremy'i üzmem demek Dolunay'ın yerinde olmam demek. Dolunay bizim sevgili falan olduğumuzu mu düşündü yani ? Kesin öyle düşündü. Yok ben gerçekten çok gerizekalıyım. Jeremy burada yaralı yatıyor , ben Dolunay'ın bizi sevgili sanmış olmasına seviniyorum. Kafa yokki , malım resmen.

Jeremy'e son kez bakıp odadan çıktım. Dolunay üstündeki önlüğü ve maskeyi falan çıkarmış gidiyordu. Asansöre binecekken bana bakıp buruk bir tebessüm etti ve gitti. O an kendimi çok kötü hissettim. Sonra kıyafetlerimin ne kadar dikkat çektiğini fark ettim. Bir şey yapamamki şuan. Neyse Jeremy bir uyansında sonra bakarız.

. . .

Doktorlar az önce Jeremy'nin odasına girdi. Resmen kalp krizi geçireceğim. Jeremy'e bir şey olursa dayanamam ben.

Koridorda bir otarafa bir butarafa yürürken doktor odadan çıktı. Hemen yanına gidip :

- Bana Jeremy ' nin durumunu açıklayabilecek kadar İngilizceniz vardır diye umuyorum.

- Merak etmeyin İngilizcem çok iyidir. Jeremy Beyin durumu gibi.

- Nasıl yani?

- Jeremy Beyin durumu çok iyi. Normal odaya alacağız şimdi. Yarım saatede uyanır. Uyanıncada ziyaret edebilirsiniz.

SADECE GÖREV !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin