24 Saat

67 7 2
                                    

Düzenli olarak okuyan ve beğenen kişilere çok teşekkür ediyorum. İyiki varsınız.
Hepinize iyi okumalar.

-----Scarlett'ın Ağzından-----

Ben mutluluktan bulutların üzerinde dolaşırken , Jeremy :

- İşimiz gücümüz var Dolunay ! Bir de bu adamın konuşmasına izin veriyorsun.

Do-dolunay mı ? Bana Dolunay dedi inanamıyorum. Bir de işimiz gücümüz var diyor. ÖKÜZ ! Ya ne diyorum ben ? Bana Dolunay dedi !

Sinirle ona bakıp :

- Bana Dolunay dedin. Oradan bakınca Dolunay'a mı benziyorum?

- Ses tonuna dikkat et. Yanlışlıkla ağzımdan kaçmış ne var bunda?

Gerçekten çok bağırmıştım. Sonuçta onunla bir geçmişim bile yok. Sevgilim falan hiç değil zaten. Kim olarak hesap soruyorum ki ?! Off ama ondan hoşlanıyorum ve o büyük ihtimalle sevdiği kadının ismiyle sesleniyor bana. Ne yapabilirim? Çok kıskanç bir yapım var. Sevdiğim herkezi kıskanırım ben.

Gözlerimi Jeremy' den kaçırdım ve kafamı önüme eğdim. Jeremy :

- Hadi gidelim.

- Peki efendim.

Biraz ciddi olsam en iyisi olacak sanırım.

. . .

Uçağa bineli 6 saat oldu ama Jeremy tek bir kelime bile söylemedi. Hiç konuşmadım onu bunaltmamak için ama , belki o konuşur sandım ama 6 saattir uçağın camından dışarıya bakıyor. Bir şey de yemedi. Yok bu böyle olmaz. Adam saatlerdir aç!

Önümdeki yemek tepsisini alıp , önünde ayakta durdum ve :

- Efendim , hiçbir şey yemediniz.

Kafasını bana çevirip :

- Soğol Scarlett. Şuraya bırak.

Olumlu anlamda kafamı sallayıp tepsiyi koydum ve yerime oturdum. Bir süre önündekilere baktı. Sonra önündeki sandviçi alıp yemeye başladı. O kadar masumki şuan anlatamam. Sanki hiçbir şey umurunda değilmişte canı sıkılıyormuş gibi bir surat ifadesi var. Bir şeyler düşündüğü çok açık. Ne düşünüyor diye sormayacağım. Kesin Dolunay'ı düşünüyordur. Kendi kendime kurmak istemiyorum ama bir tek ' Dolunay'a aşığım' demediği kaldı. Onu da derse tam olur herhalde. Çok fazla belli ediyor Dolunay'ı sevdiğini. Off neyse yaa... Dolunay'ı sevmiyorsa bile beni de sevmeyecek. Bu saçma düşünceleri kafamdan atsam iyi olur. Çok önemli bir görevim var ve ben görevim yerine Jeremy'i düşünüyorum. Kendimi daha fazla kaptırmadan bu hoşlanma olayını bitirmeliyim. Yoksa çok saçma şeyler yapmaktan korkuyorum.

Jeremy'nin sesi düşüncelerimi böldü :

- Scarlett , ben şey diyecektim. Neyse ya boşver.

Tekrar yerine oturdu. Ne diyecekti bu adam ? Hah tam oldu. Artık meraktan ölürüm.

. . .

Uçaktan indik ama bu sefer bizi bekleyen bir araç yoktu. Bir taksiye bindik. Jeremy, şöförle Türkçe konuştu , anlamadım. Sonra da ban dönüp :

- Kartal'a gidiyoruz.

- Tamam efendim.

Kartal'da da bir olay var zaten. Hem Dolunay Türk. Jeremy ile aynı zamanlarda görevden ayrılmış. Jeremy Türkiye'yi bu kadar iyi biliyor. Bunun Dolunay-Jeremy diye bir ilişki olduğunu belirttiği çok açık ve net. Olmuş işte aralarında bir şey. Her şer çok belli. Birde bana arkadaştık diyor. Yalana bak, pislik !

SADECE GÖREV !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin