"Üvey abim.." (BÖLÜM 7)

692 36 4
                                    

Heyo! Ponçiklerim ben geldim. Tamam biraz geç gelmiş olabilirim ama geldim. Kusura bakmayın geç geldiği için.
Neyse keyifli okumalar =)

******
Yarım saat oldu. Beyfendi hala bir ekmek alıp gelemedi. Neden ? Çünkü mıymıntı !

Neymiş efendim ben oturup bekliyecekmişim oda karşıdaki fırından ekmek alıp gelecekmiş. Gidiş o gidiş hala gelemedi.

Başımı cama yaslayıp sağ çaprazımda kalan kızı göz hapsine aldım. Saçları ıslaktı.

Yağmur yağıyor bence gayet normal. Diyen bilinç altıma hak verip kızı incelemeye koyuldum.

Upuzun siyah saçları vardı. Yağmurdan ıslanmıştı ve eminim ki ağırlaşmışlardı. Arkadan bakıldığında zayıftı. Üzerinde mevsimlik bi gömlek vardı. Montu bile yoktu. Belki evden atılmıştı belki kaçmıştı. Belki daha kötüsü.

Arka koltuktan montumu alıp kapıyı açtım. Arabanın içinde sıcaktaydım. Evde de buna benzer bir sürü montum var. Ihtiyacım yok ama o kızın var.

Denizin hırçın dalgaları sanki bütün hıncını kayalardan çıkartmak istercesine onlara tokat gibi çarpıp kızı biraz daha ıslatıyorlardı. Yağmur şiddetini arttırmıştı.

"Duru nereye ?" diye seslenen Cem'i es geçip kızın omuzlarına montumu bıraktım. Sonra geçip yanına oturdum.

"Hayat çok acımasız. Hiç haketmeyenler hiç haketmediklerini Yaşar. Bak ne yaşadın bilemem ama neyse ya boş koy. Eğer bir ihtiyacın olursa... KARACA Holding'e git. Duru KARACA de babam yardım eder sana. " diyip ayaklandığımda geldiğimden beri  milim haraket etmeyen kız bileğimi tutup "duru" dedi.

Karşımda duran Cem korkan gözlerle bana bakarken ona gönderebileceğim en yatıştırıcı gülümsemeyi gönderdim. Tatmin olmadığı belliydi ama konuşmasına izin vermeden bileğimi tutan kıza döndüm.

Hale ?

"Yardım et bana.." diyip gözleri dolduğunda ellerimi vücuduna dolayıp ıslak olmamızı umursamadan sıkıca sarıldım ona.

Benden yardım isteyen birini yarı yolda bırakamazdım. Yapamazdım. Bana Toprak Duru'ya yakışmadı bu.

Geri çekilip ellerimle yüzünü avuçladım. "Dinliyorum." diyip beklentiyle gözlerine baktım.

Ilk günki gibi boşluk vardı. Kırgınlık vardı. Saflık vardı.

"Kalıcak bir yerim yok." diye çok sessiz bir şekilde mırıldandığında duyup duymadığımdan emin olamadım.

Ama doğru duymuştum geçte olsa bunu idrak etmiştim ve cevap vermek için dudaklarımı aralamıştım.

"Bana gidelim. Sonra konuşalım." dediğimde başını olumlu anlamda salladı. Hale garip bir şekilde Merve'ye ölen arkadaşıma benziyordu. Ve bu beni Hale'ye itiyordu.

•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•_•

"Ya şu elini her yere daldırmasan olmuyor sanki ?!" diye Cem'e çemkirirken bi anda kendimi duvarla Cem'in arasında buldum.

Sığır gibi zaten karşı koyamıyordum ki. Baştan kaybettik albayım.

Başını eğip dudaklarıma yönelmişken kapının ordan gelen yalancı öksürük sayesinde bu savaşın galibi ben oldum.

Kazandık albayım.

"Şey...kusura bakmayın." diye başını utançla öne eğen Hale eşliğinde benimde yanaklarım kızarmıştı. Öküz Cem işte ne olacak ?!

"Ozaman kızlar ben gideyim. Okulda bazı işlerim var dikkat edin kendinize." Diyip mutfaktan çıkan Cem'in arkasından bizde masaya oturduk.

Eve geldiğimizde Hale'ye temiz eşya ve havlu verip banyoyu gösterdim. Hale duş alıp rahatlamana kadarda Cem'le beraber kahvaltı hazırlamıştık. E sonrası malum zaten.

"Şey..ben teşek-"diye söze giren Hale'yi susturup "Teşekür etmene gerek yok. Bana ne olduğunu anlatmak ister misin ?" dediğimde kazağın kollarını parmak uçlarına kadar çekip yerine biraz daha sindi.

Gözleri dolduğunda ona bakıp güven verircesine gülümsedim.

"Üvey abim.." diye başladığı sözü tamamlayamadan ağlamaya başladı. Üstüne gitmedim. Bekledim bekledim bekledim.

Sessizlik mutfakta elle tutulur bir hale geldiğinde "Burak seni merak ediyor." dedim.

Amacım konuyu değiştirmekti. Belki istediği zaman anlatırdı.

"Bana tecavüz etmeye çalıştı.." dediğinde tabağımda olan başım ani bir haraketle ona döndü.

Ne demek 18 yaşındaki bir kıza tecavüz etmeye kalkan bir üvey abi ?!

SOL YANIM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin