Selam :). Olabildiğince uzun yazmaya çalıştım. Bölüm şarkısı manga - paylanço. Okurken mutlaka dinleyin.
Keyifli okumalar.
Çaresizlik, kaybolmuşluk, vazgeçmişlik, yokolmuşluk..
Uçurumun kenarındaki dalcasına sarıldığım yorganı Duru çekti. Yerdeki pantolonumu üzerime giydirdiğinde koca yatakta kaybolmak istercesine kıvrıldım. Bacaklarımı kendime çektim..
" geçti.." diye konuşan Duru'nun seside titrekti. Ağlıyor muydu ? Siyah saçlarımı okşayıp bir daha "geçti" dedi. Sonra zaten dudaklarının arasından bir hıçkırık can buldu. Ağlamamk için kastığım bedenimi titremekten alı koyamazken zor tuttuğum göz yaşlarımı bıraktım.
Koca odada yankılanan iki ayrı titrek ses. İki ayrı kaybolmuş şehir. İki ayrı hıçkırık çığlıkları.
Kalkıp kollarımı boynuna doladığımda hiç düşünmeden kollarınıbelime doladı.
"neden ?" diye yönelttiği soruyu cevaplamadım. Cevaplamak istemiyordum..
Bazı sorular cevapsız kalmalı..
*****.
(bir hafta sonra)
Çalan kapıya yine vermedim. Biraz daha sokuldum yatağa. Orada renkli çarşafların arasında kaybolmak istercesine biraz daha sokuldum..
"Hale." Diyen bu sefer Duru ya da Cem değildi.
Burak.
Gelmişti. Dün geldiği gibi yine gelmişti.
"İzin ver yanına geleyim. " dediğinde biraz daha acıttı canımı. Bir ok daha sapladı ciğerlerime. Nefes almam zorlaşırken bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan.
Zorla bulduğum sesimle "git !" diyebildim.
"gitmeyeceğim ! gerekirse bütün gün, bütün gece burada duracağım ama gitmeyeceğim ! anlamıyorum seni ! benim yüzümden bunu yapman anlamsız geliyor. Hale, annem bana hep hayallerinin peşinden koş derdi. Koşuyorum ama o benden kaçıyor. Yoruldum Hale. Tamam sana karşı olan duygularımı atarım içime. Yemin ederim ki hissetmezsin bile seni sevdiğimi ama yeter ki kendini benden mahrum bırakma. Yalvarırım.."
Yatağımdan kalkıp kilitli kapıyı açtım.
Kapının sağında kalan duvara sırtını yaslamış, uzun bacakları kolidorun zeminini kaplarke başını geri yaslayıp gözlerini kapatmıştı.
"ya tamam belki benim duyguarıma inanmıyor olabilirsin, bana güvenmiyor olabilirsin. Anlarım ama benden, benim yüzümden kaçma." Dediğinde sarı saçlarına elimi daldırdım. Gözlerini açtığında beni karşısında görmeyi beklemiyormuş ki şaşırmıtı.
Kızmasından korkup elimi geri çektiğimde hızla toparlanıp ayağa kalktı. Burukta olsa gülüyordu. Ve bu beni mutlu ediyordu. Şu anda gülüşü dışında kollarında ihtiyacım vardı.
"sarılabilir miyim ?" diye soru yönelttiğimde kollarını etrafıma doladı..
Kalbinin atışını duyabiliyordum. O kadar hızlıydı ki saymak için büyük caba harcanırdı.
Saçlarımın arasında burnunu gezdirdiğinde "seni bu kadar üzeceğimi bilseydim inan bana içime atar söylemezdim. Uzaktan severdim seni. Çok uzaktan. Özür dilerim güzel gözlüm.." diye mırıldandı.
Kollarının arasına biraz daha kaybolmak istercesine sokulduğumda "ben özürdilerim.." diye fısıldadım. Böylesine güzel seven bir adamı göndermiş ve gidişini izleyememiştim bile.. Yok olmakla, koybolmakla meşguldüm..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOL YANIM 2
Romance"Ceeem! Gel gel tanıtım yapıyoruz." diyerek Cem'i çağırdığımda Neşe'nin elinden tutmuş Selçuk Çağrı'yıda kucağına almış yanıma geliyordu. Allah'm ne kadar şanslı bir kulunum. Cem, "Biz geldiik!" diyip yanağımı sulu sulu öptüğünde Neşe kıkırdadı. Ç...