Sevgililer gününe özel

677 33 4
                                    

Elimdeki çikolata kavonozunu kenara koyup telefonuma baktım. Bu gün 14 Şubat sevgililer günü ama benim sevgilim "hayatım biraz işim var daha sonra seninle ilgileneceğim" diyip ortadan kayboldu.

Tamam 14 Şubat her ne kadar biraz saçma olsada beraber olmamız gerekirdi ! Benimdi o ! Sevgilimdi ! Ve bu gün sevgililer günü !

Ne demek seninle şu anda ilgilenemem ?! Ne demek biraz işim var ?! Öküz ! Dana !

Odama geçip üzerime değiştirdim. Dışarı çıkıp belki biraz kafa dağıtabilirdim.

*************

Hayır bana nisbet olsun diye mi her yerde el ele dolaşan çiftler var yoksa ben mi iyice paranoyak oldum ?

Sahile indim Bank'larda el ele bir sürü insan Kafe'ye gittim masalarda diz dize göz göze oturan bir sürü insan caddeye çıktım orda da aynı şey.

Yavaş yavaş kaldırımdan yürürken sağ tarafımdaki çocuk parkı gözüme çarptı. Girip girmemek arasında kalsamda son dakikada gitmek yerine içeri girdim. Bank'larda birine oturup kollarımı vücuduma doladım.

Ne güzeldi çocuk olmak. Ne güzel şeydi sadece düştüğüm için ağlamak. Ne güzeldi uçurtmamı aldığı için gökyüzüne küsüp gece yıldızları sayadığım için kızmak. Ne güzeldi küçük bedenimdeki koca kalbim.

"Anneeğee anneeğee çoook açıyor!" diye bağıran küçük kız çocuğunun etrafında hiç kimse yoktu. Annesi onu tek başına bırakıp gidecek kadar düşüncesiz olamaz ya ?!

Herkesin annesi benim annem değildi sonuçta. O beni seneler önce bırakıp gitmişken daha sonra beni kaçırtıp ölmemi istemişken hala ona anne dediğime şükretmeli.

"Aaaaa çoook acıyor annemm nerdesin?" diye ağlayan çocuğun daha fazla ağlayoşlarını dinlemek istemedim. Oturduğun yerden kalkıp kıza doğru ilerledim. Küçük sırt çantamdan çıkarttığım ıslak mendille yarasını temizlerken küçük kız hala 'anne' diye sayıklıyordu.

Allah aşkına nerde bu kadın ?!

"Abla anne nerde ? Sen annemi tanıyor musun ?"

Gözlerinde önceki yaşların izlerinden yol almak isteyen yaşlar belirirken donup kaldım.

Ben kendi annemi daha yeni tanımıştım. Senin anneni nerden tanıyabilirim ki ?

"Abla ?" diyip koluma dokunan küçüğe baktım tekrardan. Gözlerinde merak yoktu aksine şaşkınlık vardı.

"Sende mi düşdün ?"

"Ha ? Yoo hayır ben düşmedim tatlım neden sordun ki ?" diye sorusuna yanıt verdiğimde "ağlıyorsun." dedi.

Gözlerimin çevresindeki ıslaklığı silip küçüğü kucağıma aldığımda karşıdan koşarak bi kadın geliyordu. Sanırım annesiydi.

"Ah Masal ah ! Yine mi düştün ? Kaç kere diyeceğim dikkat et diye ?! Bir daha sana park yok !" diye bağıran kadın kucağımdaki küçüğü almaya çalışırken, küçüğü yere indirip arkama aldım.

"Hey hey. Orda dur ! Ne demek küçük bi çocuğa yasaklar koymak. En güzel döneminde onu cezalandırmak ?! " diyip kadına karşı koymuşken küçük "abla ben annemi istiyorum beni ona götür. Lütfen.." dediğinde ona baktım.

Kadını yok sayarak dizlerimin üzerine çöküp küçükle aynı boya geldiğimizde "bu senin annen değil mi küçük ?" diye sordum. Cevap olarak başını iki yana salladığında şaşırmıştım.

"Kimsin ?" diyip tekrar kadına döndüğümde "bakıcısı" diye basit bir cevap verdi. Ne tür bir bakıcı bu ?!

"Annesi nerde bu çocuğun ?" diye yeni bir soru yönelttiğimde omuz silkip "onu doğururken ölmüş." dedi.

SOL YANIM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin