Babam boşar bunu (12. BÖLÜM)

630 28 6
                                    

Çoook geç kaldım biliyorum ama özür dilerim. Neyse neyse çook çook öptüm cote ve yorumlarınızı bekliyorum keyifli okumalar.

------------

"Şey..." diyen Burak'a baktım. Başını öne eğip elini ensesine götürdü. Utanıyor muydu ?

Yok canım ne için utanıcak ?

"Hale ben-" diye başladığı cümlesini çalan telefonum böldüğünde utançla açtım.  Duru arıyordu açmasam bütün şehri ayağa kaldırma ihtimali yüksekti.

"Neden bu telefon ilk çaldığında açılmıyor ?!" diye direk atara geçtiğinde sessiz kalma hakkımı kullandım.

"Neyse konumuz bu değil akşam yemek var babam çağırıyor." dedi. Duru bu işte. Her an patlayabilir hatta patlamakla kalmaz kırar döker.

"Yok yani ! Ben kimim ki ? neymiş efendim doğacak bebeğinin cinsiyetini açıklayacakmış. Banane onun cinsiyetinden, çocuğundan! Yok insan gelir sorar akşam yemek var böyle böyle gelmek ister misin ? Diye ama yok ! Akşam yemek var diyip kapattı ya!" diye tek nefeste konuşmuşken Duru'ya imrendim.

Ben iki kelimeyi bir araya getirmek için büyük caba sarf ediyorken Duru motora takıp konuşuyor. Bunu ona sorduğumda istemeden yaptığını söylemişti.

"Sakin şampiyon. Eve gelirim şimdi daha düzgün konuşuruz." dediğimde onaylayıp kapattı.

"Eve mi gideceksin şimdi ?" diye soran Burak'a dönüp mahcup bir şekilde omuz silktim. "Başka bi'zaman gezsek olmaz mı kanka ?" diye sorduğumda "olur kanka ya sen takma kafana. O iş bende hafız. Ben sana süper bi ortam hazırlarım öyle gezeriz kardeşim." dedi.

Arkadaşlığımızı fazla mı samimiyete dökmüştük ? Kanka ? Hafız ? Kardeşim ? Bi tek bro demediği kaldı hatta onuda en yakın zamanda diyeceğini umuyorum.

*^*^*^*^*^*

DURU'dan

"Gitmek zorundayız !" diye benden çok bağıran Cem'e Cem'den çok bağırdım.

"Ben o çocuk için hiç bir yemeğe gitmek istemiyorum Cem!" yatağın tepesine çıkıp daha çok bağırdım. "Gelmeyeceğim işte ! Zorunda felan da değilim ! Cinyetmiş ! Hah !ya kız ya erkek işte ! Gidenleri geri getirmeyecek o bebek ! Daha da kötüsü ne biliyor musun ?! Neriman annem yok ! Merve yok ! Barış yok ! Anıl yok ! Özgür yok ! Neden ? O bebeğin varlığı onları getirmeyecek! Aksine acımı daha çok gün yüzüne çıkartacak ! Gitmek istemiyorum.." dediğimde yatağa oturmuş ellerimi başımın arasına almış göz yaşlarımı dağılmış yorganın üzerine bırakıyordum.

Yorgunum. Şu odadan evden dışarı çıktığım zaman gülümsemek zorunda olmaktan sıkıldım. Sanki bir defa daha yenilmekten korkuyor gibiydim. Sanki düşecekmişim bir defa daha ayağa kalmamayacakmışım gibi geliyordu. Yorulmuştum..

Biliyorum ! Bencilim, sabırsızım be birazda güvensizim. Hatalar yapıyorum. Kontürolsüzüm ve zaman zaman idare edilmesi güç biri oluyorum ama bu benim suçum değil ki.

Ellerimin üzerindeki elleri ittirip yataktan kalktım. Odamdaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Cem'e söz vermiştim ağlamayacağım diye. Oda bana güvendiğini söylemişti. Hatta ben onlar için ağladığımda onların canı acıdığını bunu onlara yapmamam gerektiğini söylemişti.

Şişmiş gözlerime ve kızarmış burnuma bakıp yüzümü buruşturdum. Bu nasıl bir görüntüdür ?!

Kapıdan çıkıp Cem'in beline kollarımı doladım, başımı göğsüne yaslayıp "özür dilerim Cem abi. Söz bir daha ağlamayacağım ama bana çikolata alırsan." dediğimde "öyle mi küçük hanım ? Istersen parka götüreyim." diye benimle dalga geçti.

Geride tek kalanımdı o benim. Herşeyden ötem. Geçmişe dair tek hatıram. Geleceğimin sahibiydi.

*^*^*^*^*^*^*

"Çok durmiycaz bak söz verdin." diyince Cem beni kollarının arasına aldı. Bi saniye kayboldum. -.-

"Tamam tamam zaten yarın okul var erken kalkarız." Dedi.

Kollarının arasından çıkıp zile bastığımda çalışanlardan biri açtı kapıyı. Eteğine kumaş yetmedi sanırım. Babam kalıyor benim bu evde !

"Hoş geldiniz efendim Eslem hanımlarda sizleri bekliyorlardı. Salondalar." dediğinde montumuzu verip masaya ilerledik.

Bütün şehir bizim evdemiydi ? Yoksa bana mı öyle geliyordu ?

Mübarek insancıklar sadece oğlumuz ya da kızımız olucak diyeceksiniz. Bütün şehri toplamaya ne gerek var ?!

"Babacım" diyip kollarını etrafıma saran babama sarıldım. Özlemişim.

"Çocuklar hoş geldiniz. Hale'cim hoş geldin." diyen Eslem cadısına baktım. Göbeğimi çıkmış onun ?

Vallaha çıkmış. Kiloda alır bu. Sonra babam boşar bunu.

*^*^*^*^*^*^*

Yemeğin sonuna gelmiş tatlıları yerken babam "izninizle" diyip biricik karısı Eslem teyzeciğimin elini tuttu.

"Bu yola Eslem'le beraber çıktı. Bu evde kızım Duru'nunda olup bizim neşe kaynağımız olmasını isterdim fakat o yalnız kalmak istediğini söyledi. Kararına saygı duyarım. Ama biz Eslem'le evin çok sessiz olduğunda şikayetçiyken evimize küçük bir üye katılacağını öğrendik. " diyip ayağa kalktı.

Çalışanın getirdiği koca çerçeveyi bize çevirip ultrason fotoğrafını gösterdi.

Utanmasa çerçeve yaptırıp duvara asacak diyeceğim ama yapmış zaten. Demeye gerek yok.

"Bu Selçuk Çağlar'ın ilk resmi. Oğlumuzun ilk resmi." dediğinde tatlı boğazımda kaldı.

Erkek evlat demek daha çok ilgi demek daha çok sevgi demek. Terim yerinde ise papucum dama atıldı bile.

SOL YANIM 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin