18.Bölüm - SIRADAN FARKLI SABAH

42.4K 2.3K 403
                                    


Önceki bölüm 70 sayfa olunca bunun kısa olacağını ve ne yazsam da kısa geleceğini biliyordunuz ama şeker tadında huzur verecek bir bölüm oldu güzellerim. Sınır geçildi ekliyorum ben de. Ve bir sonraki bölüm de hazır. O yüzden sınırı çabucak geçelim, sınır sonda. Sizleri ne çok özlemişim. Yorumlar bırakın bana bolca! Yarın da karneler alınıyor. hepinize benden karne hediyesi olsun bölüm! Bölüm şarkılarımız:

Yeh Fitoor Mera – Fitoor

Çağatay Ulusoy / Delibal – Mutlu Sonsuz

Keyifli okumalar dileriiim!

Uyandığımda, tavana doğru bakıyordum. Sanırım günün aydınlanmasına, güneşin tüm insanlara tamamen geri dönmesine yarım saat kalmıştı. Odanın fırtına bulutlarının yerini bıraktığı sakin bulutların arasından süzülen loş aydınlıktan anlayabiliyordum bunu.

Bulutlar bana dün gece, ikimizin çıkardığı ve tüm şehri gücünün altına aldığı fırtınayı hatırlattığında dudaklarımı birbirine bastırarak gülümsedim ve gözlerimi yumdum.

Dün gece... Yanımda yatıyor olmalıydı. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Peki neden yatakta yana doğru dönüp ona bakma olayını hızlandırmıyordum? Ah... Korkuyordum. Ya orada değilse? Ya orada yatmıyorsa? Ayaz Atahan. İsmi bile aslında dün geceden sonra yanımda uyuyor olmasının imkansızlığını veriyordu bana.

Nefesimi tutarak yavaşça yatakta yana doğru döndüm. Ve endişeyle gözlerimi açtım.

Derin bir nefes aldım yaşadığım rahatlamayla. Fakat rahatlama sadece bir saniye sürmüştü. Yerini hemen çok yoğun bir heyecan almıştı. Ayaz Atahan sırtı bana dönük fakat yüzünün yarısını görebileceğim şekilde yanımda yatıyordu, hala uyuyordu.

Kendi kendime gülümseyerek örtünün altında kıvrıldım ve geriye doğru uzanarak açık unuttuğumuz başucu lambasını kapattım. Yeniden Ayaz'ın yattığı tarafa döndüğümde birçok anı çok sayıda şimşeğin aynı anda çarpmasına benzer şekilde gözlerimin önünde canlandı ve zihnimi aydınlattı.

Söyledikleri. Anılarımdan kulağıma sanki karın ortasındaki bedenime üflenen sıcak bir hava gibi aktı ve tüm içimi sıcacık yaptı. Gerçekten söylemiş miydi dün gece söylediklerini? Gülerek başımı yana doğru omzuma eğdim ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Aklıma beni öpüşü, sadece dudaklarıyla bile tüm bedenimi ve ruhumu nasıl etkisi altına alışı geldi.

Yavaş yavaş ellerimi boynuma götürdüm ve öptüğü, dokunduğu yerlere dokundum tekrar dokunuşunu hissetmek ister gibi. Buna cesaret ettiğime ve bu cesaretimi bu kadar hassas karşılamasına şaşkındım hala. Ayaz Atahan dün gece canımı ne kadar yakabilecekse o kadar yakmamıştı.

Gözlerimi açtım ve uyuyan yüzüne bakmaya başlarken dirseğimi yastığın üzerine koyup başımı elime yasladım. Onu izlemeye başladım. Kaşları hafif çatıktı, uyurken bile. Fakat uyanıkken olduğu kadar sert bir ifade değildi bu. Keskin yüz hatlarından yayılan değişik bir dinginlik vardı bu sabah yüzünde. Ve bu dinginliğin sebebi olduğumu bilmek beni dünyadaki en şanslı en güçlü kadınmış gibi hissettiriyordu.

Saçları dağılmış, birkaç ince tutamı alnına düşmüştü. Dudakları hafifçe büküktü. Normalde oluşan düz ve keskin, korku veren çizgi yoktu dudaklarında. Ah! Şu anda telefonumun yanımda olmasını ne kadar çok isterdim... Bir saniye...

Gözlerim üzerinde, uyanıp uyanmadığını kontrol ederek yavaş hareketlerle yataktan çıktım ve önce torbalardan aldığım bir çamaşırı bacaklarımdan geçirdim. Daha sonra ise dün gece üzerinden çıkardığı tişörtünü giydim. Onun belinden aşağıya gelen tişört benim uyluklarıma kadar uzanmıştı, omuz kısmı kollarıma doğru dökülüyordu. Beden farkımıza gülerek tişörtü çekiştirdim ve yine dün gece yere fırlattığımız deri ceketinin cebindeki telefonu aldım. Sakin ve temkinli adımlarla yatağın etrafından dolaştım ve onun olduğu tarafa geçip kamerayı açtım. Yavaşça öne doğru eğildim ve kameranın açısını yüzüne tutarak uyurken bir fotoğrafını çektim. Fakat kameranın sesini kapatmayı unuttuğumdan ufak bir ses çıktı telefondan ve korkuyla telefonu kendime doğru çekerek nefesimi tuttum. Bekledim... Fakat hafifçe boynunu kıpırdatmak ve içime elektrik akımı yayan erkeksi, hırıltılı bir mırıltı çıkarmaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Fırtınaya Dönüşen YaprakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin