20.Bölüm ✣ Cesaret ve Özgüven

34.9K 1.6K 260
                                    

                   

Merhaba canlarım! Çok özledim sizleri. YGS bitince hemen gelecektim fakat Ankara'da yaşananlardan sonra hemen bölüm eklemem doğru olmayacaktı. O kadar yiten cana saygıdan biraz beklemeye karar vermiştim. Hiç kolay ve normal, adil bir şey değil. Başımız sağolsun yine...

                   

İşte bölüm sizlerle. Çok heyecanlı bir bölüm ve bölüm sonu diyebilirim! Yorum mutlaka bırakın! Çok özledim sizleri. Oy vermeyi de atlamazsanız çok sevinirim. Bu bölümün devamı daha çabuk gelecek YGS geçtiğinden dolayı. Merak etmeyin. Fakat o bölüm gelmeden önce size sürpriz duyurumu ekleyeceğim. Beklemede kalın. Sizleri çok fazla sevdiğimi sakın unutmayın, keyifli okumalar dilerim umarım beğenirsiniz!

Bölüm Playlist:

Boy Epic - Filthy

Boy Epic – Scars

Boy Epic - 50 Shades (Bu bölümü resmen Boy Epic dinleyerek yazdım eheh)

Yarış alanından iyice uzaklaştığımızda Ayaz iki tarafı geniş otlak araziler olan boş yolun ortasında motoru durdurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yarış alanından iyice uzaklaştığımızda Ayaz iki tarafı geniş otlak araziler olan boş yolun ortasında motoru durdurdu. Motor durunca gecenin sessizliği etrafa çökecekti ki bunu bizim kahkahalarımız engelledi.

"Zavallı piç kuruları." Dedi motoru durdurup üzerinden inerken. Keyifli ve erkeksi bir kahkaha atarken kollarını iki yana açtı ve geri geri yürümeye başlayıp başını gökyüzüne kaldırdı. Derin, sesini duyabileceğim bir nefes aldı.

"Suratlarındaki ifade inanılmazdı!" dedim ben de kahkahalarımı daha fazla tutamayıp onlara boğulurken.

Başını tam olarak kaldırmadan yana doğru eğdi ve bana baktı. "İşte o ifadeler bebek," dedi ve ukala gülümsemesini dudaklarına yerleştirdi. "O ifadeler benim hep gördüğüm şeyler."

Gözlerimi devirdim ve motorda ters döndüm. Sırtımı direksiyon kısmına dayadım. "Ah doğru ya, Yüce Atahan, unutmuşum." Dedim alayla karışık gülerken. "Tebrikler Bay katıldığım her yarışı kazanırım. Yine kazandın. Seni ve namını bu sefer kimse tanımasa bile." Bu gerçekten başarıydı. Bunu denemek için girmişti yarışa ve kazanmıştı. Ayaz kesinlikle hızın efendisi filandı.

Önce ılık, sıcak bir tonlamayla güldü. Gözlerini kapadı ve öylece durdu birkaç saniye. Daha sonra gözlerini açtı ve başını kaldırıp bana doğru yürümeye başladı. "Doğru diyorsun." Dedi motora doğru yaklaşırken. "Ama hata yaptığın bir şey var."

Başımı ona doğru çevirdim. "Neymiş o?"

Motora yaklaştı ve başını üzerime eğdi. Sıcak nefesi hafifçe esen soğuk rüzgarı kesti. "Kazanmadım, Kirpi. Kazandık. Hatırla. Yarışta Fırtına ve Yaprak vardı."

Dudaklarıma, içime bıraktığı ve anında tüm oluklarıma tüm zerrelerime yayılıp dağılan o güzel hissin yansıması olan bir gülümseme yapıştı. Bana o an, gözlerime baktığı ve bu cümleyi söylediği o küçük ama benim için çok büyük o an öyle bir özgüven verdi ki...

Fırtınaya Dönüşen YaprakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin