22. Bölüm ✣ Soğuk Suda Sıcak Bedenler ve Çakıltaşları

33.1K 1.5K 327
                                    



Ya bölümden önce ya da bölümden sonra tüm okurlar tarafından MUTLAKA okunması gereken not:

Güzel okurlarım, öncelikle içimde tutamayacağım için söze SİZİ ÇOK ÖZLEDİM diye bağırarak başlamak istiyorum. Hepinizi sıkı sıkı kucaklıyorum ve öpüyorum nasıl da özledim sizi!

Biliyorsunuz ki üniversite sınavına hazırlanıyordum ve sınav bu haftasonu sona eriyor. Bu da demek oluyor ki artık özgürüm! DÖNÜYORUM DÖNÜYORUZ! Bölümlerin hep bu sebepten geç geldiğini söylemiştim size. Bu yaz bolca yazmak istiyorum. Buralarda benimle olun. Çok bölüm ekleyeceğim, geliyorum güzeller! Beni bekleyen, hala benimle olan o güzel kalpli okurlarım, benim için bir ailesiniz, teşekkür ederim kelimelerime ortak olduğunuz için. En az kelimeler kadar özelsiniz.

Biliyorsunuz ilk kitap Epsilon Yayınevi tarafından kitap olacak. Fakat ben şu an ikinci kitabı burada yazmaya devam ediyorum o yüzden bu kitapta kalın, okumaya devam edin. Bu yaz ilk kitabın başına oturuyorum ve sıkı bir tempoya giriyorum kitaplaşma süreci için. Aynı zamanda ikinci kitabın bölümlerine devam edeceğim. Yani bu yazımı Ayaz ve Irmak'a adıyorum!

Gelişmeleri takip etmek için bölüm sonuna bırakacağım hesaplarıma gelmelisiniz. Sonra kaçırdık diyorsunuz üzülüyoruz beraber. Ben her türlü süreci gelişmeyi oralardan duyuyorum size minik sürprizler de yapıyorum çünkü. Sosyal medyada aktifim, buyurun gelin siz de katılın bana. Hadi bakalım bu bölüm oyları ve yorumları çok yüksek bekliyorum dönüşümü kutlamak için, size güveniyorum. Bir hoş geldininizi alırız. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi çooook merak ediyorum! Bu bölüm çok özel benim için, çok özenerek çok beğenerek yazdım. Hadi bakalım keyifle okuyun. Sizi çooook seviyorum güzel fırtınalarım, yapraklarım.

Playlist:

Adele – Send My Love

Nick Jonas – Under You

Selena Gomez – Kill Em With Kindness

Rihanna , Calvin Harris – What You Came For

Naughty Boy – Runnin'

Motordan indiğimizde Ayaz'a hemen odaya dönmek istemediğimi, biraz temiz hava almak istediğimi söylemiştim. Temiz havayla beraber sakinliğe ihtiyacım vardı bir süre. Bu yüzden otelin plajına gelmiştik. Bu saate kimse olmazdı. Bu yüzden güzel olacaktı.

Çıplak ayaklarımla kumlara nazik adımlar bırakarak yürüyordum. Her adımımda parmaklarımı kıpırdatıp kumun serin huzurunu tenimde hissetmeye çalışıyordum. Böyle bir geceden sonra bu dinliğine ihtiyacım vardı. Ayaz'a bakıyordum fakat onun böyle bir dinginlik arayışı içinde olmadığına emindim. Dıştan görüntüsü sakindi fakat içinde her zaman bir kargaşa barındırdığını biliyordum. Üstelik bu kargaşaya bir son aramıyordu da. Sanırım onun yollarını öğrenmeye başlamıştım.

Ben kumların üzerinde sakarlığa meyilli bir aksaklıkla bata çıka, dengemi kaybede koruya yürürken o ayakkabılarını çıkarmamış olmasına rağmen en ufak bir sarsılma bile yaşamıyordu. O siyah botlarıyla adımlarını kumlara öyle sert ve emin basıyordu ki sırtındaki o dik duruştan bile en ufak bir şey kaybetmeden düz yolmuşçasına yürüyordu. Adımlarımı hızlandırdım ve kalan son gücümü kullanmak üzere kollarımı yukarıya kaldırıp arkadan boynuna dolayarak kendimi omuzlarına tutunarak yukarıya çektim ve bacaklarımı arkadan beline dolayarak sırtına zıpladım.

"Kirpi." diye tısladı gülerek. Omzundan doğru öne uzattım başımı ve tatlı tatlı "Ne?" diye sordum. "Yoruldum işte. Koskoca Yüce Atahan beni sırtında taşısa fazla mı yani? Taşıyamaz mı sanki?" Ses tonumda kendi kendime gülmeme sebep olacak bir mızmızlık ve mırıltı etkisi vardı.

Fırtınaya Dönüşen YaprakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin