11.Bölüm ✣ Sıfırdan Başlamak

69.9K 4.1K 594
                                    

Arabaya bindiğimizde ön koltuğa, yanına oturdum. Ve her zaman ki makaslarla dolu, etraftaki arabalardan yükselen korna seslerini önemsemeyen ve kuralları katledercesine son hız giden Ayaz Atahan sürüşünün keyfini çıkarmaya koyuldum.


Bir süre ikimizde sessizdik. En sonunda kalbimin bir kuşun kanatlarını çırpışı gibi hızlanmasını ve içimde büyüyen heyecanı daha fazla dizginleyemeyip başımı yana çevirdim ve Ayaz'ın yola odaklanmış yüzüne baktım.


Yanımdaki bu adama baktığımda şimşekler çakıyordu sanki. Gök gürültüsü de tam kalbime yankı yapıyordu. Bu çok... çarpıcı ve hapsedici bir histi. Yoğundu. Şuana kadar yaşadığım her şeyden yoğundu. Şuana kadar yaşadığım tüm anıların toplamı, onun yüzüne bir defa bakışım etmiyordu. İşte bu beni hem ürküten hem de kaçamadığım bir his çıkmazıydı. Ve bu çıkmazda fırtınanın rüzgarları esiyordu.


Ona bakarken düşüncelere dalıp gitmiştim. Gülümsedim kendi kendime. "Nereye gidiyoruz?"


Dönüp bana baktı ve uzun süredir yüzünün santimlerinde dolaşan bakışlarım bakışlarıyla buluştuğunda, kendini beğenmiş gülümsemesini en güçlü silahıymış gibi bana doğrulttu.


"Fırtınanın merkezine."


Fırtınanın en riskli ama en güvenli yeri merkeziydi. Elimde olmadan kıkırdadım. Dudaklarımdan neşemi gösteren ama utanç dolu küçük, kısık bir kahkaha serbest kaldı. Gerçekten az önce kendimi ağlayarak, paramparça olmuş bir şekilde kollarına atmıştım ve daha şimdiden kendimi iyileşiyor gibi hissetmeye başlamıştım bile.


"Beni sürekli bir yere götürüyorsun." Dedim. "Gerçi bu defa bunu ben istedim. Ama sırada ne var merak ediyorum."


Her zamanki içimde bir şeyleri uyandıran havasıyla kahkaha attı. İşte bu hiçbir zaman taviz vermediği şeylerden biriydi. Ukalalığı.


Zaten Ayaz Atahan ve taviz vermek çok uzak kavramlardı.


"Bu sefer ben de bilmiyorum." Dedi beni şaşırtarak. "Ne söyleyeyim ki. Harbi bilmiyorum."


"Ne?"


Gözleri tekrar yola dönmüştü ki tekrar bana çevrildi. Bu sefer, tehlikeli, gerçekten kışkırtıcı bir gülüşle...


"Ciddiyim. Bilmiyorum. Birazdan birlikte öğreneceğiz."


"Ayaz-"


"Çok konuşuyorsun, Kirpi. Haydi, sus biraz."


Bu kaba ama onunla tartışmaya girmenin mantıklı bir yanı olmayan tavrına bayılmasam da etkisi altına alan bir yanı olduğunu kabul etmeliydim. Farklıydı. Herkesten farklı yüzlerce yanı vardı. Ben de Ayaz ile yolda olmanın ve bu farkı hissedebilmenin tadını çıkarmaya koyuldum.


***


Dakikalar sonra beynimin içinde dönüp duran ihtimaller artık içime sığdıramayacağım, sessiz kalmayı sürdüremeyeceğim bir hal almıştı.

Fırtınaya Dönüşen YaprakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin