Merhaba geciken bölüm için özür dilerim. Aslında iki gün önce yayınkyacaktım fakat vaktim olmadı kusura bakmayın.
Yazım yanlışı ve eksiklikler olabilir şimdiden kusura bakmayın iyi okumalar. 😊
⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐ ⭐⭐
'Bazen her şeyden, herkesten soyutlamak istersin ya kendini. Kaçmak kurtulmak düşüncesiyle yaparsın bunu. Çok yıkıcı gelir hayat , anlamsız. Her gün görmek zorunda olduğum yüzlerce insan. İçleri tamamen çürümüş karanlık yüzlerce vücut. Böyle insanları anlamak gerçekten zor. İçlerini çürüten şeyleri ortadan kaldırmak yerine diğer insanların umutlarına bulaştırırlar acılarını. Tek sorumlusu diğer insanlarmış gibi...
İşte bu yüzden kaçıp kurtulmak istersin her şeyden herkesten. Bir gün, onlar gibi olmamak için hızla koşarsın bilmediğin hayatlara doğru. Ardından sürüklenir beline bağlanmış ince bir iple birlikte hayal kırıklıkların, umutların...
Geçtiğin her noktaya, yaşadığın her ana yeni yeni duygular serpiştirirsin umarsızca. Kimisi filizlenir ve yola çıkar sonsuz gökyüzüne doğru. Kimisi ise aşırı sevgisizlikten toprağın içerisinde günden güne çürüyerek kaybolur..'
Peki ya ben bu oyunun neresindeydim? O sonsuz gökyüzüne uzanan filiz mi? Yoksa günden güne sevgisizlikten çürüyen mi?
Esen sert poyraz iliklerime kadar işlemişti, soğuktan üşüyen çıplak kollarımı birbirine doladım. Ara ara yağan yağmur tekrar başlamıştı. Şuan tüm şehir ayaklarımın altındaydı karanlığın arasında parlayan onlarca ışık vardı, ve o ışıkların olduğu yerde yaşamaya çalışan onca insan evladı.
Beni bu hale insanların tutarsız tavırları ve davranışları getirmişti. Aslında en başından beri içime biriktirdiğim onca şey bu akşam patlak vermek istermiş gibiydi. Öylede olmuştu zaten, içime attığım onca şey gün yüzüne çıkmak için canla başla savaşmıştı ve tam dudaklarımdan döküleceği sırada oradan kaçmıştım.
Sadece oradan kaçmamıştım elbette kendimden ve korkularımdan da kaçmıştım. Ama onlar bir çığ gibi büyüyerek peşimden geliyordu. Tek korkum o çığının beni yutmasıydı.
Sıcak nefesimi dışarı verdiğimde soğuktan oluşan beyaz sis perdesi oluşmuştu içeri dışarı izlemeyi kesip pencereyi kapattım ve ananemin benim için hazırladığı yer yatağının üzerine uzandım. Çantamın içinde çalan telefonumu açamayacak kadar yorgun hissediyordum. Lakin o telefonu açmazsam veya kapatmaz isem kendimi uykunun o tatlı kollarına bırakamayacağımı da biliyordum. Huzursuzca yanımda duran çantama uzandım ve telefonumu içinden aldım.
Annem, babam ve Eliften sayısız arama vardı, fakat şuan beni arayan onlardan birisi değildi. Yeni yeni kimin aradığını idrak eden beynim bir anda irkildi ve canlanarak yatar pozisyondan oturur pozisyona geçti. Anlamıyorum yanımda değilken bile bana nasıl böyle hükmede biliyor bu p*ç kurusu.
Bir süre daha çaldığında sakince açtım ve hiç bir şey demeden konuşmasını bekledim. "Maddeleri okuduğundan şüphelerim var." suratım ifadesizliğe bürünmüştü. Her lafında madde yada anlaşma demesinden bıkmıştım.
"Sana bir şey inandırmak zorunda değilim ve ikinci olarak seninle o anlaşmayı resmiyet amaçlı imzaladım içindeki yazanların hiç birini uygulamayacağıma emin olabilirsin."
"Ondan güzelim. Ben seni başka bir şey için aradım.. Yarın annemle tanıştıracağım seni." yorgunluktan duyduklarımın birer yalan olmasını veya beynimin bana oynadığı aptal bir oyun olmasını istedim. Annemle mi tanıştıracağım dedi o?
"Olmaz! yani şey olur da olmaz.. Hani yarin ok-"
"Bana bahane üretme sabah sana attığım adreste olmazsan.." sözünü kestim tehdit ha hemde bana!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopatla Anlaşma
Humor"Ben siyahım. Sevmeyi bilmem hisslerim yoktur. Kimseye acımam." Kız ruhsuzca güldü. Haklıydı o acıma duygusunu olmayan koca bir manyaktı. "Kendini bilmen iyi bir şey bay ego yığını." bu lafı üzrine çocuğun suratında varla yok ara...