16❇'Balık.'

490 30 6
                                    

Zor bela açtığım kulaklığımı kulağıma taktım ve önümdeki kitaplar arasında işime yarayacak tarih kitabını aramaya koyuldum. Ah ne yazık ki cezam bitmişti sıkıcı dersleri dinlemiş, not tutmuştum ve şuanda kafa dağıtmak amaçlı tarih hocasının verdiği araştırma ödevini yapmaya çalışıyordum. Elime aldığım kitabın sayfalarını karıştırırken yan taraftaki bir şeyin hareketliliği dikkatimi çekmişti. Göz ucuyla yan tarafıma baktığımda kimseyi görememek evham yapmama neden olmuştu.  Panikle kitabıda alarak sırayla dizilmiş kitaplıkların arasından çıktım ve ortada duran masalardan birisine oturdum. 

Kütüphanede hemen hemen kimse yok denebilecek azlıktaydı. Bir kaç kişi benim gibi bir masada oturmuş bir şeylerle uğraşırken ayakta bir kaç kişi ise kitap bakınıyordu. Etrafı yavaşça kontrol ettikten sonra kimsenin beni izlemediği kanısına varıp yaptığım evhamları aklımdan def etmeye çalıştım. Olanlardan sonra resmen diken üzerinde oturuyordum, huzurum kalmamıştı ne uyku uyuya biliyordum nede adam akıllı aklımı bir şeylere vererek bir iş yapabiliyordum. 

Tüm düşüncelerimi bir kenara ittim ve bütün ilgimi tarih kitabında yazan bilgilere vermeye çalıştım, önemli yerleri not alırken diğer kaynaklardan bulduğum değişik bilgilerle takviyede bulunuyordum.  Telefonumun melodisi birden duymamla yerimde sıçramıştım. Kısık sesle dinlediğim şarkıdan sonra son ses telefonun çalması insanı ister istemez korkutuyordu.

"Efendim." kulaklığı çıkarıp masanın üzerine koyduktan sonra Elif'in dingin sesi kulaklarıma dolmuştu. "Neredesin?"elimdeki kalemle oynarken "Kütüphanedeyim." diye belirttim. Bir kaç hışırtı sesinden sonra "Saat çok geç oldu eve gitsene." kaşlarım çatılmıştı Elif'in bu sakin tavrı hiç hayra alamet değildi. Elif'in tavırlarına tezat bir dinginlikle konuşuyordu. "Sen iyi misin?" bir süre ses gelmedi ardından nefesini dışarı verişini duydum.

"Sayılır, sesini duymak istedim." 

"Yanına gelmemi ister misin?" kitapları kapatıp eşyalarımı çantama koyarken "Gerek yok, iyiyim senin için endişelendim hepsi bu." keyifli çıkarmaya çalıştığı sesi içime bir şüphe düşürse de irdelemedim. "Peki şimdi kapatıyorum, dakikacıkların boşa gitmesin." neşelenmesi için söylediğim şeye gülmüştü. "Kapatma! eve gidene kadar açık dursun telefonun." göz devirdim benim için endişelenmesi açıkçası vicdan azabı yaşamama neden olmuştu.

"Şarjım bitiyor kapatıyorum Elif. Eve varınca seni ararım." bir şey demesine fırsat vermeden telefonu kapattım ve çantama koydum. Kitapları aldığım kitaplığa götürüp yerlerine koyarken yan taraftan yere düşen kitaplar dikkatimi çekmişti.

Arkası dönük ve üzerindeki kapşonlusunu başına geçirmiş birsi ilgisizce kitapları yere düşürüyordu, kaşlarım çatılmıştı ve birazcıkta öfkelenmiştim. Kitaplara bu şekilde davranması onu öldürmem için yeterli bir sebepti. 

"Hey sen! ne yaptığını sanıyorsun." durdu ve omzunun üzerinden bana baktı suratını kapşonlusundan dolayı görememiştim. Bir şey demedi ve seri adımlarla uzaklaşırken ayaklarım benden bağımsız peşinden ilerlemişti.

Bir anda önümden Poyraz'ın çıkmasıyla geriye doğru sendelemiştim Poyraz tutmasaydı yeri boylaya bilirdim. "Ödüm koptu be!" diye Poyraz'ı iteklerken, köşeyi dönen kapşonlu çocuğa son kez baktım.

"Beni bu kadar özlediğini bilseydim daha önce gelirdim güzelim." suratındaki aptal sırıtışla bana bakarken ona arkamı döndüm ve masaya geri döndüm. Poyraz'la kavga ettikten sonra görmemiştim ama sağ olsun hafta sonu telefon sapıklığı yapmış ve defalarca beni aramıştı.

"Her yerden çıkmak zorunda mısın? Hem sen beni burada olduğumu nereden biliyorsun?" kitaplarımı ve çantamı aldıktan sonra çıkış kapısına doğru yürümeye başlamıştım. "Senin aldığın her nefesten bile haberim oluyor. O yüzden burada olduğunu bulmam zor olmadı." durdum ve iki gündür görmediğim Poyraz'ı kısaca süzdüm. Hafif sakalları çıkmıştı ve saçları gereğinden fazla karışık bir haldeydi.

Psikopatla AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin